İstenmeden bireye gelen, belirsiz bir sıkıntıya neden olan, yinelenen düşünceler ile kendini gösteren takıntı bozukluğu zihinsel ve davranışsal durumların bireylerde aynı anda görülmesidir. Bu bozukluk yaşanıyorken bireyler uygunsuzca yaşanan ve sıkıntıya sebep olan dürtülere sahip olmakta ve aynı zamanda düşlemler kurabilmektedir. Dürtü, düşünceler gerçek yaşama dair olan sorunlardan ileri gelmediği tespit edilmiştir. Ayrıca bireylerin bu düşünceleri baskılamaya çalıştıkça işin içinden çıkamadıkları görülmektedir. Bunlar zamanla etkisiz olmaktadır.

Kişilerin düşüncelerini zamanla bir hayal ürünü olarak nitelendirmesine kadar olan süreçte kişi el yıkama, dua etme, sayı sayma ya da bazı sözcüklere takıntılı hale gelerek onları sürekli olarak söyleme gibi eylemlerde bulunabilir. Görüldüğü gibi bu eylemlerin bazıları zihinsel bazıları da davranıştır.

OKB Hangi Sıklıkta ve Kimlerde Görülür?

Genetik nedenler, çevresel etkenler, çocukluk çağında yaşanan travmalar ve kişilik özelliklerinin yansıması olabilecek olan obsesif kompulsif bozuklukların yaygın olma oranı %2’dir. Özellikle ergenlik dönemi riskli dönemlerden bir tanesidir.

Okul öncesi çocuklarda da rastlanabilen bu durum kadınlarda daha sıklıkla görülmekte fakat erkeklerde daha erken yaşlarda kendini belli etmektedir. Ancak kişinin yaptığı her davranış da obsesif kompulsif bozukluk olarak ifade edilemez. Yaşam kalitesinin etkilenmesi durumunda destek almakta fayda vardır. Belirtilerin tekrarlanmaması adına bu durumdan kurtulmak devamlı ve uzun süreli olabilir. Çarpıtılmış düşünceler yerine birey bu süreçte işlevsel düşünmeyi öğrenir. Kişinin bu durumu atlatması bir online psikolog desteği ile mümkün olacaktır.

Düşünce Takıntısı Nasıl Geçer?

Kısaca OKB olarak da adlandırılacak bu durumla ilaçla, bilişsel ve davranışçı önleme yöntemleri ile başa çıkmak mümkün olmaktadır. Kişi kendinde bazı duygu ve davranışların ruhsal bir hastalığı tetiklediğinin farkına varamayacaktır. Düşünce ve davranışlarda var olan tuhaf durum yalnızca çevrenizdekiler tarafından fark edilebilir. Dalga geçilmek, küçük düşmek gibi kaygılar ile bugün pek çok birey düşüncelerini daha dile getiremiyor. Arkadaş ve aile üyelerine zamanla huzursuzluk verecek bu durum aslında bireyler tarafından engellenmediği için aile ve çevrenin bu durumda manevi desteği oldukça önem taşıyor. İlaç ya da davranışçı önleme yöntemleri ile OKB ile savaşmak mümkündür. Sosyal bir yaşamdan uzaklaşan birey kendi iç dünyasına kapanarak kendini soyutlayabilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşılmaması adına en başta alınacak önlemler ile sorunun önüne geçilebilir. Mutlu Yaşam Psikolojik Danışmanlık merkezi ile iletişime geçerek konu hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.