Böbrek taşı neden oluşur? Taş hastalığı, erkeklerde kadınlara göre iki-üç kat daha fazla olmak üzere tüm dünya ülkelerinde ve tüm iklim koşullarında ortaya çıkabiliyor. Böbrekten başlayarak idrarın atıldığı son noktaya kadar üriner sistemin herhangi bir yerinde taş oluşabilir. Erken çocukluk döneminden başlamak üzere her yaş grubunda görülebilmektedir.

KRİSTALLER ÇÖZÜNEMEZ

Taş nasıl oluşur? Normalde vücuttan atılan idrarın içerisinde çeşitli maddeler belli konsantrasyonlarda bulunmaktadır. Bu maddelerin bir kısmı taş oluşumunu artırmakta (kalsiyum, oksalat, sodium, ürik asit), bir kısmı ise azaltmaktadır (sitrat, magnezyum). İdrar yollarında taş oluşumunu artıran maddelerin yoğunluğu arttığında ya da taş oluşumunu önleyen maddelerin idrarda yoğunlukları azaldığında kristaller çözünemez. Bu küçük kristaller birbirleriyle birleşmekte ve giderek büyüyerek taş haline gelmektedir. Aşırı tuz, karbonhidrat (un ve unlu mamuller) ve protein (kırmızı et) tüketimi, yetersiz sıvı (özellikle su) alanlarda taş daha sık oluşmaktadır.
Tedavisi nasıl olur? Günümüzde, böbrek ve idrar yolları taşlarının tedavisini çok yüksek oranda endoskopik (kapalı) ameliyatlarla yapmaktayız. Tedavi yöntemini tercih ederken; taşın opasitesi, taşın boyutu ve üriner sistem içindeki yerleşimini dikkate alırız. Bazı taşlar hiç ameliyata gerek kalmaksızın, ağız yoluyla kullandığımız ilaçlarla eritilerek tedavi edilebilir. Ürik asit taşı bu tip tedavi ettiğimiz bir taştır. Bunun dışında genel olarak 5 mm.'e kadar olan taşlarda yine ilaç tedavisi ile bu taşın düşürülmesini kolaylaştırırız. Daha büyük taşlarda dışardan kırma yöntemi (ESWL) ya da kapalı olarak özel optiklerle yaptığımız URS ya da PCNL operasyonlarını uygulayarak, hiç kesi yapmadan, taşı lazer ya da başka enerji kaynakları ile kırarak dışarı alırız. Fakat unutulmamalıdır ki, taşın cerrahi olarak tamamen temizlenmesi tedavinin bitmesi anlamını taşımaz. Ameliyat sonrası, en az ameliyat kadar önemli olan, hastanın idrarında yapılacak özel analizlerle, vücutta taş oluşumuna neden olan etkenin ortaya çıkarılması ve gerekli ilaç ve diyet tedavisi ile yeniden taş oluşumunun önlenmesidir. Bu değerlendirme, hastalarımızın yeniden ameliyata maruz kalmadan, taş oluşumunun engellenmesi ve taşın oluşumuna izin verilmemesi esasına dayanır.

KİMLER TAŞ OLUŞUMU AÇISINDAN RİSK ALTINDA?

Sıcak ve fazla güneş alan coğrafik bölgelerde yaşayanlarda (özellikle ülkemizin güney ve güneydoğu bölgesinde yaşayanlarda),
Doğuştan böbrek ya da idrar kanalında anatomik bozukluğu olanlarda,
Sık sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu geçirenlerde,
Tek tip diyetle beslenenlerde (protein ve tuzdan zengin diyet),
Çeşitli ameliyatlar ya da iltihaplar sonrası idrar yollarının herhangi bir bölgesinde darlık gelişen hastalarda,
Ailesinde veya yakın akrabalarında taş hastalığı olanlarda (yüzde 25 daha fazla risk vardır),
Uzun süreli yatağa bağımlı kalan hastalarda,
Masa başı çalışanlarda,
Çeşitli ortopedik vücut bozukluklarına bağlı hareket kısıtlılığı olanlarda,
İdrar yolunu daraltacak şekilde prostat büyümesi olanlarda,
Aşırı terleyen ve yeterli sıvı alamayan ya da yeterli idrar çıkaramayan hastalarda,
Çeşitli vücut metabolizmasını ilgilendiren hastalıkları olanlarda,
Uzun süreli, çeşitli ilaç kullananlarda, çeşitli hormon bozukluklarında (aşırı parathormon düzeyine sahip hastalar gibi),
Vitamin D metabolizma bozukluğu olanlarda,
Çeşitli iyonların idrarla aşırı atılımı saptanan hastalarda (kalsiyum, ürik asit gibi),
Çeşitli sistemik hastalıkların tedavi ya da takipleri sırasında (gut ya da AIDS hastalığı gibi),
İdrar yolunda herhangi bir şekilde bir defa taş hastalığı oluşanlarda ve herhangi bir nedenle bağırsak ameliyatı yapılıp bağırsakları kısaltılan hastalarda taş hastalığı daha sık görülmektedir.