ANNE: ACIDAN ÖLÜYORUM
FATMA Berna Atmaca (26) üç ay önce evlenmişti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içindeki bir banka şubesinde memur olarak çalışıyordu. Adli Tıp Kurumu’nda bekleyen anne Hatice Atmaca, “Ben sensiz ne yaparım, acımdan ölüyorum” diye feryat etti. Akrabası Mustafa Atmaca, “İstanbul’da yaşıyorlardı ve tayini buraya çıkınca 1.5 ay önce Ankara’ya taşınmışlardı” dedi.
ASKERE GEÇ GİTMİŞTİ
28 yaşındaki Ali Öztaş, askerliğini şoför olarak yapıyordu. Açıköğretim Fakültesi’nde okuduğu için askere geç gitmişti. Terhisine 73 gün kala şehit oldu. Adana’daki annesi Miyeser Öztaş, “Beni habersiz bırakmazdı. Televizyonda patlama olduğunu öğrendikten sonra kuzuma ulaşmaya çalıştım, ulaşamadım. O sırada kuzum da şehit olmuş. Yaktılar beni. Onlar da yansınlar” dedi.
Ali Öztaş
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda sivil memur Ayşegül Pürnek (32), Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni bitirdikten sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na sivil memur olarak girmişti. 5 yıl önce başkente yerleşmişti. Amca Ali Pürnek, “Sözün bittiği yerdeyiz. Terör belasına yeğenimizi kaybettik. Allah hepimize sabırlar versin. Başımız sağ olsun” diyebildi.
Ayşegül Pürnek
TSK Foto Film Merkezi’nde görevli olan evli 2 çocuk babası şehit Astsubay Başçavuş Mehmet Kutlu’nun cenazesi bugün Ankara’da düzenlenecek olan askeri törenin ardından Bandırma 6. Jet Hava Üs Komutanlığı’na getirilecek. Şehit Kutlu Bandırma Şehitliği’ne defnedilecek.
AİLESİ VAN’DAN GELMİŞ
Muhabere Astsubay Kıdemli Çavuş 1991 doğumlu şehit Feyyaz İlhan’in şehit olduğunu apartman yöneticisi ve komşuları Hürriyet muhabirinden öğrendi. Site yöneticisi “Çok üzüldük. 1 yıl önce taşınmıştı, asker olduğu için kefil de istememiştik” dedi. Sıkı bir Fenerbahçe taraftarı olan İlhan’ın ailesi, Van’ın Başkale ilçesinden Bursa Mudanya’ya yerleşmişti. Babası Abdülcabbar İlhan, bir fabrikada işçi, kardeşi Gökhan ise kuaför olan Feyyaz İlhan, 7 Şubat’ta Facebook hesabından, “Unutma Türkiye bu ülkede bizim çocuklarımız gülsün diye kendi çocuklarını yetim bırakan yiğitler var” yazmıştı. İlhan, Bursa Mudanya’da toprağa verildi.
Feyyaz İlhan
BİR SİTEDE ÜÇ ŞEHİT
Patlamada Eryaman Tuana Evleri Sitesi’nde oturan üç kişi yaşamını yitirdi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda sivil memur olarak çalışan Cumali Akman ve henüz DNA testi devam eden iki kadın sivil memur için sitede taziye çadırı kuruldu. Site yöneticisi Haydar İhsan Seçer “Gece haberimiz oldu. Doktor ve bir hemşire eşliğinde eşine kötü haberi verdik. 11 aylık bebekleri var” dedi. Akman, dün Çankırı’dan uğurlandı.
Hava Astsubayı Mehmet Koray Pınar ise 28 yaşındaydı. Annesi Ayten Pınar, “Oğlum sensiz ne yapacağız” diyerek gözyaşı döktü.
Astsubay Başçavuş Mehmet Yener, 19 yıllık askerdi. 5 yıl önce Ankara’ya atanamıştı, iki çocuğu vardı.
Bir çocuk annesi Meryem Yılmaztürk, 18 yıldır Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda sivil memurdu. Anne İkbal Yılmaztürk dün “Ciğerim yanıyor” diyerek ağlarken minik yeğeni Büşra da gözyaşlarına boğuldu.
‘ANNE SERVİSTEYİM’
42 yaşındaki Astsubay İbrahim Baran’ın 8 ve 13 yaşlarında iki çocuğu vardı. Patlamadan 5 dakika önce annesi Ayşe Baran ile telefonda konuşmuş ve serviste olduğunu söylemişti. Yakınlarına önce Baran’ın olayda yaralandığı bilgisi geldi. Ailesi hastaneye koştu. Ancak Baran’ı hastanede bulamayan yakınları, ölüm haberini Adli Tıp’ta aldı.
YURTTA BÜYÜDÜ
Milli Savunma Bakanlığı’nda sivil memur 50 yaşındaki Güner Altınok, çok küçük yaşta anne ve babasını kaybedip yurtta büyümüştü.
Sivil memur Orçun Munyas, 25 yaşındaydı ve 1.5 yıl önce memurluğa başlamıştı.
YEĞENİNE HAYATI ÖĞRETECEKTİ HİKAYESİ YARIM KALDI
TERÖR kurbanlarından biri de 32 yaşındaki gazeteci Gülşen Yıldız’dı. 5 yıldır Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Yayınlar Dairesi’nde çalışıyordu. 2006 yılında hayali olan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanınca Kahramanmaraş’tan Ankara’ya taşınmış, mezun olduktan sonra KPSS’ye girip Tarım TV’de muhabir olarak çalışmaya başlamıştı.
Gülşen Yıldız
Yıldız’ın iş arkadaşı Nigar Polat, şunları anlattı: “Adı gibi sürekli güler ve herkese pozitif enerji verirdi. Ankara Garı’nda meydana gelen patlama sonrasında çok ağlamış ve günlerce kendini toplayamamıştı. Oysa bir gün terör onun da canını alacakmış. Hayatta en çok küçük yeğenini seviyordu. Ona hediyeler aldığını söylemişti. Hediyeleri verme fırsatı bulamadı. Yeğenine hayatı öğretecekti ama hikâyesi yarım kaldı.” Yıldız’ın cenazesi, memleketi Elbistan’a götürüldü.
