Google Trends üzerinden yaptığım araştırmada, son 1 yıl içerisinde e-ticaret ve başlangıç hakkında en çok araştırma yapan şehrin İstanbul olduğunu gördüm. Bunun üzerine, e-ticarete ilgisi ya da merakı olanlar vardır muhakkak diyerek, New Göktürk okurları için rehber niteliğinde bir yazı yazmaya karar verdim.

Neredeyse hepimiz, internetin, sosyal medyanın ve online satış sitelerinin hayatımıza giriş hızını takip bile edemedik. Bir anda binlerce marka, on binlerce ürünle karşı karşıya gelerek kendimizi bambaşka bir ekosistemin içerisinde bulduk. Bazı markaları çok sevdik, düzenli olarak alışveriş yaptık, bazen de yeni şeyleri keşfetmeyi denedik; çünkü dijital dünyada iki mağaza arası sadece “bir tık” uzaktaydı. Kullanıcı olarak durum böyleyken, peki bu ekosistemin bir parçası olmaya karar verirsek? Ya da, artık bir şeyler yapmak için geç mi kaldık? Mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışacağım ama, başaramazsam dahi akıcı olmasına özen göstereceğim.

Genel manzara “Bu işte çok para var arkadaş, amca oğlu iyi para kazandı biz de girelim şu işe” mantığıyla e-ticarete başlandığı yönünde. Bu yaklaşım çok ciddi bir hata olmakla beraber, beklentilerinizi uzunca bir süre düşük tutmanız gerektiğini peşinen belirtmem gerek.

Aslında en zor kısım, ne satacağınızı bilip bilmediğinizle alakalı. Üretici misiniz, ithalatçı mısınız, al-sat mı yapacaksınız, B2C (direkt müşteriye) pazarlama mı hedefliyorsunuz yoksa B2B (Toptancıdan perakendeciye gibi) pazarlama mı? Çünkü bugün e-ticaret ekosistemini en çok zorlayan konu ürün; özgün, yenilikçi, talep görebilecek, mevcut rekabetten çok etkilenmeyecek bir ürün. Ben, yazımın devamını ne satacağınızı bildiğinizi kabul ederek getireceğim.

Rekabeti Analiz Etmek

Hayır, salt olarak SWOT analizini kastetmiyorum. Elbette SWOT analizi önemli bir detay ancak olay e-ticarete geldiğinde bu analizin üzerine başka dinamikleri de eklemek gerekiyor. Rakibiniz var mı, varsa dijital dünyadaki konumu, bıraktığı ayak izleri, tanınırlığı, sosyal medya hesaplarındaki iletişim gücü gibi durumları incelemeniz gerekli. Ardından rakiplerle aradaki farkı bir kağıda dökmek ve çıkan manzaraya göre bir pazarlama ve reklam stratejisi geliştirmek gerekecek.

Hangi Kanalları Nasıl Kullanacağız?

Hepimiz birer sosyal medya ve internet kullanıcı olarak her gün onlarca e-ticaret sitesinin reklamlarını ya da paylaşımlarını görüyoruz. Çünkü dijital dünya, markalar için muhteşem bir iletişim, pazarlama ve reklam kanalı. Tabii geleneksel pazarlamaya farkla, interaktif bir dünyada o dünyanın kurallarına göre oynamak gerektiğini belirtmek istiyorum. Bir gazeteye “Biz en mükemmel ….. markasıyız” diye reklam verebilirsiniz ancak bu hatayı sosyal medyada yaparsanız ilk fırsatta bir kullanıcı çıkıp “Hadi oradan!” diyebilir. Az önce ne demiştim? İNTERAKTİF; yani karşılıklı etkileşime, iletişime dayalı bir dünya. Sosyal medyada çok kolay büyüyen krizlere, linç kampanyalarına gebe olmamak için adımları sağlam atmak gerekli.

Dijital Pazarlama ve Reklam

Dijital pazarlama ve reklam alanında kullanacağınız başlıca mecralar Facebook, İnstagram, Twitter, Linkedin, Pinterest, Youtube, Google Adwords ve sektörle alakalı siteler / bloglar olacaktır. Bu kanallardan hangileri ile kendi hedef kitlenize ulaşabilecekseniz, o kanallarda aktif olarak yer almanız önemli.

Bugün küçük bir araştırmayla hazır e-ticaret yazılımı satan onlarca firmadan birini seçebilirsiniz. İleride bu sitelerin size sunduğu özelliklerin yeterli olmayacağını ön görerek kendinize özel bir yazılım da hazırlatmanız mümkün; tamamen bütçe ve beklenti ile alakalı bir durum.

Kısa kısa işin teorik bölümünü anlatmaya çalışsam da, üzerine cilt cilt kitaplar yazılacak bir konu e-ticaret ve dijital pazarlama. Tüm bu operasyonu lojistik dahil olmak üzere nasıl yürüteceğinizi iyi hesaplamalısınız. 3 seçeneğiniz var:

  1. Bu operasyonu, işinin ehli bir dijital pazarlama ajansına vermek,
  2. Şirket bünyenizde bir e-ticaret departmanı oluşturmak,
  3. Tüm işi kendiniz üstlenmeye çalışmak – ki asla önermiyorum.

Bu yazıya gelecek ilgiye göre, ilerde e-ticaret, dijital pazarlama, internet reklamcılığı, sosyal medya gibi konularda daha detaylı noktalara değinebiliriz. Dergimizin iletişim kanalları üzerinden bu konularla ilgili talebinizi iletmeniz yeterli olacaktır.