Müziğe çocuk yaşlarda adım atan Engin Gül, uzun yıllara dayanan sanat yolculuğunun ardından ilk albümü “Ben Geldim” ile dinleyicileriyle buluştu. Şehzadeler şehri Amasya doğumlu sanatçı, ses sanatçısı, besteci ve piyanist kimliğiyle hem duygusal hem de toplumsal bir yolculuğun kapılarını aralıyor.
Henüz 10 yaşında sahneyle tanışan Gül, bugüne dek yurt içinde ve yurt dışında sayısız konser verdi. Askerî garnizonlardan cezaevlerine, otellerden sivil toplum kuruluşlarına kadar farklı platformlarda sahne alarak, müziğiyle toplumun her kesimine ulaşmayı başardı.
Engin Gül’ün İlk Albümü “Ben Geldim” Ne Anlatıyor?
Sanatçının yıllara dayanan tecrübesinin bir ürünü olan “Ben Geldim”, hem dini hem de toplumsal değerlere seslenen derin anlamlar taşıyor. Bahar Plak etiketiyle yayımlanan albümde toplam 9 şarkı yer alıyor:
“30 Dakika”, “Şakşakçı”, “Çan Çiçeği”, “Yeşilçam”, “Diyen O”, “Kıbrıs”, “Engel Tanımaz Engelli”, “Balaca” ve “Kandıramıyorum”.
Tüm şarkıların söz ve müziği Engin Gül’e ait. Albümün müzik direktörü ve aranjörü ise Türk müzik dünyasının usta ismi Suat Aydoğan. Albümün öne çıkan parçalarından “Yeşilçam”, nostaljik tınıları ve içten anlatımıyla müzikseverlerin beğenisini kazanıyor.
“Engin Duygularla Beslediğim Eserlerimle Gönüllerde İz Bırakmak İstiyorum”
Müzik anlayışını bu sözlerle özetleyen Engin Gül, eserlerinde hem duygusal hem de düşünsel bir derinlik sunmayı hedefliyor. 2010 yılından bu yana stüdyo çalışmalarına yoğunlaşan sanatçı, üretkenliğini koruyarak müzikte kalıcı izler bırakmak istiyor.
Sanatçı, müziği birleştirici bir güç olarak gördüğünü belirterek, “Bir notayla bile insanlara dokunabiliyorsam, işimi doğru yapıyorum demektir.” ifadelerini kullanıyor.
Toplumsal Duyarlılıkla Harmanlanan Bir Albüm
“Ben Geldim”, Engin Gül’ün yalnızca müzikal bir yolculuğu değil, aynı zamanda insani ve toplumsal mesajlar taşıyan bir anlatısı olarak da öne çıkıyor. Sanatçının yıllara yayılan deneyimiyle beslenen bu albüm, hem güçlü melodileri hem de içten sözleriyle müzikseverlere derin bir etki bırakıyor.
