Doğu ülkelerinden birinin kralı bir gün halkının mutluk etmek istemiş. Halkı saatin ne olduğunu bilmediği için bir yolculuğundan dönüşte onlara güneş saati getirmiş. Hediyesi topluluğun hayatını değiştirmiş. Halk artık günün değişik zamanlarını ayırt etmeye ve zamanı ayarlamaya başlamış. Dakik güvenilir düzenli üretken olmuşlar, refaha kavuşmuşlar ve yaşam standartlarını yükselmiş. Kral öldüğünde halkı ona olan hayranlığını nasıl ifade edebileceğini düşünmüş. Sonunda güneş saati kralın cömertliğinin ve başarılarının simgesi olduğu için onun üstüne altın kubbeli bir tapınak inşa etmeye karar vermişler. Fakat tapınak bitip de kubbe saatin üzerini örttüğünde güneş ışınları artık saatin kadranına ulaşmaz olmuş. Halka zamanı gösteren gölge yok olmuş. Bunun sonuncunda insanlar dakiklik güvenilirlik ve üretkenliklerini kaybetmişler. Herkes başına buyruk davranmış ve krallık çökmüş.Her insan eğitim yolu ile kendine ayrılan bir düşünceyi anne babası ile yakınları ile birlikteyken edindiği deneyimlere ve gelenekler aracılığıyla iletilen tecrübelere ekler. Eğitim kişilere toplumsal çevrenin istediği şekilde davranmayı öğretir. Diğer bir deyişle eğitim çocuğa çatışmalardan ,nispeten uzak bir yaşanma normlarını iletir. Eğitim uygulamalarında uyumsuzluklarla ilgili olarak zaman kavramı çok önemlidir. Kişi çocuğunu içinde bulundukları zamanın çocuktan neler beklediğini göz önüne almadan, kendi yetiştirildiği biçimde yetiştirmeye çalışır. Çocuğun benim sahip olduklarından daha iyisini elde etmeli düşüncesi hâkimdir. Bu davranış çocuğun yeteneklerini önemsemez. Bu davranış bilinçsizce daha çok anne ve babanın isteklerini ve çatışmalarını içerir. Çocuğun kendi yeteneklerini ortaya çıkarma hamleleri bastırılır. Buna bağlı olarak çocuğun bazı özellikleri gelişir ve değişir. Hatta bu değişme çoğu zaman gereğinden fazla olur. Diğer özelliklerde görkemli tapınağın gölgesinde kalan mucizevî buluş güneş saati gibi bastırılır ve karanlığa gömülür.