Konuşmasından satırbaşları:

PYD- YPG gibi terör örgütlerini sırf DAİŞ'le çatışıyor diye makul görmek bölgedeki yangının üzerine gitmek demektir. Aslında bunlar çatışıyor gibi görünüyor ama birbirinin destekçisi birbirini adeta üren, güç veren örgütler olduğunu bir kenara koyamayız.

Suriye'deki son gelişmelerin, PKK'nın ülkemizdeki birlik ve beraberliğine dair iştahını da kabarttığını görüyoruz. PKK'nın Suriye kolu PYD- YPG'nin elde ettiği bazı kazanımları ülkemize taşıma gayreti son terör olaylarını gerisindeki sebeplerden biridir. Biz bunlara fırsat vermedik, vermeyeceğiz. Şuan güvenlik güçlerimiz son derece başarılı operasyonlara imza atıyorlar. Yurtiçinde ve yurtdışında etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bini aşmış vaziyette. Bu operasyonlar ülkemizde terörü tamamiyle yok edene kadar, bölgeye refah huzur getirinciye kadar devam edecektir.

Bölücü ülkenin siyasi uzantıları ağızlarındaki baklayı çıkarmaya başladılar. Bu süreç maskelerin düştüğü gerçek yüzlerin de görüldüğü bir süreçtir. Malum eş başkan haftasonu Rusya ziyareti sonrasında kulaklarına üflenen suflelerinde etkisiyle olsa gerek bir takım hezeyanlar ifade etmiştir. Bu eş başkanın yapmış olduğu provokasyondur, ihanettir. Türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyen herkes boyunun ölçüsünü almıştır. Terör örgütü ve onun kuklası olan ziyaretçiler hep dikkatli olmalıdır derken bunlar tam aksini icra etmişlerdir. Bu açıklamaların sebebi kazdığı hendeğe gömülen terör örgütününm başarısızlıklarını örtme çabasının ürünüdür.

Soru- cevap:

Haftasonu Diyarbakır'da yapılan Demokratik Toplum Kongresi'nde özerklikle ilgili açıklamalar yapıldı. Değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

Bu açıklamalar maalesef ismi demokratik ama uygulamaları demokrasi ile uzaktan yakından alakası olmayan bir yapı bunlar. Şunu bir defa bilmeleri gerekiyor, halkın iradesi silahtan güçlüdür. Ama bunlar parlamentoya inanmış değiller. Biz Türkiye partisiyiz, Türkiyeliyiz demeye başladılar 7 Haziran seçimleri öncesinde. Bunların bir Türkiye partisi olmadığı ortaya çıktı. Ele saz almakla veya Nişantaşı'nda tur atmakla Türkiye partisi olunmuyor.

Halkımızın değerlerine saygı duymayanların, kandan beslenenlerin, halkımızı sokağa dökmekle sadece 6-7-8 Ekim tarihlerinde bu eşbaşkanlardan bir tanesinin sokağa davetiyle benim Kürt kardeşlerim maalesef bir kısmı bu davete uydu. 50 Kürt kardeşimiz öldü, öldü mü? Evet. Ölen Kürt'tü, öldüren de Kürt'tü.

Bunlar bu bölgenin temsilcisi değiller. Tam aksine onları tehditle yıldırmak suretiyle onların oylarını gasp eden kişilerdir.

Anayasa çalışmalarında durum nedir?

Bu arada Demirtaş 4 gün önce yemin etmiş, çok takip edemiyorum tabi. Ama bu da manidar.

Anayasa çalışmaları konusunda tüm siyasi partilerin, toplumsal mutabakatın sağlandığı bir durum var. Tüm partiler seçimlerde bu sözü verdiler. Daha önce de Başbakanlığım döneminde parlamento içindeki 4 siyasi partinin kurmuş olduğumuz bir uzlaşma komisyonuyla bir çalışma vardır. Önce 47 madde de mutabakat sağlanmıştı. O zamanki ana muhalefet partisinin başkanı parlamentodan geçirelim demişti. Ben de gruptaki arkadaşlarıma görüşmeyi yapn halledeyim demiştim. Aldıkları cevap şuydu: bu yetmez, 4 siyasi parti liderinin evet demesi lazım.

Şimdi temenni ederim ki Başbakanın yapacağı ziyaretlerle inşallah burada bir mutabakat sağlanır. Böylece artık 12 Eylül darbesinin Anayasası ile yaşamak değil yeni bir Anayasa'yı tesis etmiş olur.