Ramazan ayı boyunca aç ve susuz geçirilen uzun oruç saatlerinin ardından gelen bayramda vücudumuzun normal yeme düzenine dönmesi hemen mümkün olamıyor. Özellikle mide rahatsızlığı olanlar yediklerinde aşırıya kaçmakamı. kızartma ve hamur işlerinden uzak durmalı. Liv Hospital Gastroentereloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Pata, mide rahatsızlığı olanların bayram boyunca tatilde nasıl beslenmesi gerektiğini anlattı...

Herkes hayatının bir döneminde reflü problemi yaşar mı?

Mide ve yemek borusu (özofagus) birleşiminde kas yapısının özelleşmesi ve diyaframa kasının sarması ile adeta kapakçık benzeri fonksiyonel bir yapı oluşur. Bu kapakçık sayesinde mide asidi ve yediğimiz gıdalar normal şartlarda yemek borusuna geri kaçmaz. Mide içeriğinin yemek borusuna doğru geri kaçması gastroözofagial reflü hastalığıdır (GÖRH). Aslında reflü, fizyolojik bir olaydır, her insanda günün belli dönemlerinde olabilir. Ancak bazen geri kaçan mide asidi yemek borusunda, gırtlakta, akciğerlerde, ağız ve dişlerde birçok hastalığa yol açabilir ki, dikkatli olunması gerekir.

Reflüsü olan hastalar neler yaşar?

Midede yanma ve bu yanmanın göğüste yukarı doğru hissedilmesi, ağza acı su gelmesi, yemeklerin ağza doluyor gibi hissedilmesi, yutma güçlüğü, kuru öksürük, ses kısıklığı, geçmeyen boğaz ağrısı, diş çürükleri gibi şikayetler sıklıkla reflüyü düşündürür. Bu hastalar sıklıkla ses kısıklığı, göğüs ağrısı gibi şikayetlerle başvururlar.

TATİLDE ÇOK YİYORUZ

Tanı yöntemleri nelerdir?
Hastalığın tanısı için göğse yayılan yanma son derece önemlidir. Tanı amaçlı yapılması gereken ilk tetkik, gastroskopidir. Bu işlem sırasında ağızdan, ucunda kamera olan bir aletle girerek hastanın yemek borusu, midesi ve oniki parmak bağırsağı incelenir. İşlem sırasında yemek borusu alt ucundaki kapakçığın fonksiyonları ve mide asidine bağlı yemek borusunda oluşan değişikliklerin değerlendirilmesi tedavi ve hastanın izlenmesi yönünden gereklidir. Bazı hastalarda 24 saat boyunca yemek borusundaki asit düzeyini ölçen 'pHmetre' testi kullanılır.

Ne tür yaşam değişiklikleri yapmak gerekir?

Gece yatmadan 2 saat önce yemek yeme kesilmelidir.
Öğünlerde mide az doldurulmalıdır.
Gün içerisinde az az, sık sık yenmelidir.
Geceleri yüksek yastıkla yatılmalıdır.
Dar giyeceklerden kaçınmak gerekir.

Yaz aylarında nelere dikkat etmek gerekir, özellikle tatilde?

Yaz aylarında en büyük sorun tatiller. Hele ki açık büfe olan tatil merkezlerinde hepimiz normal öğünlerde alıştığımızdan çok daha fazla yiyecek tüketiriz. Bu sebeple de reflü şikayetlerinin artması kaçınılmaz olur. Elbette o güzel yemekler varken sofradan aç kalkmak güçtür. Özellikle akşam yemeğinden sonra yapılacak yürüyüşler ya da en az yarım saat sürecek hareket midemizin boşalmasını artıracak ve geceyi rahat geçirmemizi sağlayacaktır.

Yazın hangi yiyeceklere dikkat etmeli?

Tatilde yiyecek miktarları artırılmamalı, mümkünse hiç kilo alınmamalıdır. Yazın sebze ve meyveler açısından zengin bir mevsim. Zeytinyağlı soğuk sebze yemekleri, özellikle akşamları son derece uygun yiyecekler. Yine yaz meyveleri bol bol tüketilebilir, ancak kavun ve karpuzun kalori bombardımanı yaratacağını unutmayalım. Meyve yedim derken yazı kilo alarak kapatmamak gerekir. Bir önemli konu da su tüketimi. Yazın sıcak günlerinde bolca su için diyoruz ama reflü hastaları su dahi içerken az az, sık sık kuralını bozmamalı.

Reflü ömür boyu devam eder mi?

GÖRH tedavisi ilaçla yapılacaksa genellikle hayat boyu devam eder. Unutulmaması gereken, anatomik bir bozukluk sonucunda oluştuğudur. İlaçlar ancak bu anatomik bozukluğa bağlı olarak kaçan asit miktarını baskılayarak rahatlama sağlar. Birçok hastada ilacı kestikten iki-üç gün sonra tekrar asit ortaya çıkar ve tekrar şikayetler belirir. Tedavide genellikle proton pompasını bloke eden ilaçlar tercih edilir. Alınan yanıta göre bazen hayat boyu, bazen iki aylık tedavi yeterli olabilir, yani tedavi kişiye göre özelleştirilmelidir.

Kişinin psikolojik durumu reflüye yol açar mı?

Kesinlikle hayır. Ancak stres durumunda salınan hormonların mide asidini artırdığı bilinen bir gerçek. Fazla asit miktarı reflü semptomlarında artmaya yol açabilir. Ancak gastroözofagial hastalığı olmayan birinde hastalığın oluşumuna yol açmaz.

ARA ÖĞÜNLERDE BOL BOL AVOKADO, BADEM VE CEVİZ YİYİN

Bir ay boyunca oruç tutmaya alışan mide-bağırsak sistemimiz bayramda adeta yeni düşmanlarla karşılaşır. Bayramın vazgeçilmezi ve en güzel yanlarından biri olan ev ziyaretlerinde ikram edilen tatlılar, şekerlemeler sindirim sitemimizi iyice zorlar. Hele ki gün içerisinde dört-beş yer ziyaret edip bu tip yiyeceklerle beslenmek yorgun midemizin yükünü iyice artıracaktır. Sonrasında gaz, şişkinlik, karın ağrıları olacaktır. Öte yandan lifli gıdalar tüketilmediği için kabızlık kaçınılmaz olacaktır.

METABOLİZMAYI CANLANDIRIN

Ramazan'da uzun süre aç kalınması sonucunda yavaşlayan metabolizmamız eski formuna birden bire kavuşamayacağını unutmayalım. Metabolizba yavaşladığı için, bayramda yapılan ilk kahvaltıda alınan kalorilerin çoğu yağa ve sonrası kiloya dönüşür. Yine iftara kadar aç kalmaya alışmış bir metabolizma için, gündüz alınacak yüksek kalorili gıdaların (tatlı, şekerleme gibi) hızla yağa ve kiloya dönüşeceği unutulmamalıdır. Az az, sık sık yemek ve metabolizmayı sık sık uyarmak son derece önemli. Badem, avokado, ceviz ve çiğ sebzelerin ara öğün olarak tüketilmesi bu yönde olumlu etki yapacaktır.

KLASİK KAHVALTI İLE GAZ VE ŞİŞKİNLİĞİ ÖNLEYİN

Bayr amda kahvaltılara dikkat edilmelidir. Öncelikle insülin salınımını az uyaracak, tokluğu pekiştirecek gıdalar tercih edilmelidir. İlk kahvaltılar kesinlikle kızartma, hamur işi ya da tatlı içermemeli. Klasik diye tabir edebileceğimiz peynir, zeytin, yumurta, bal ve bol miktarda yeşil sebzeler tercih edilmeli. Yine gün içerisinde klasik Türk mutfağı olarak isimlendirebileceğimiz (az yağlı ve salçalı olacak şekilde) zeytinyağlı yemekler, çorbalar, sebze yemekleri tercih edilmeli. Tatlı olarak baklava, börek tarzı gıdalar yerine sütlü tatlıları, meyveli dondurmalı tercih etmek gerekir. Tüm bu gıdalar gaz ve şişkinlik oluşumunu azaltacaktır.