Eyüpsultan Belediyesi tarafından bu yıl 5.’si gerçekleşen “Haliç’te Edebiyat Rüzgarı Esiyor” sloganıyla düzenlenen Haliç Genç Edebiyat Günleri’nde açılış gününde öykü konuşuldu.

Etkinlik kapsamında Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen 'Öykü Günü'nde genç öykücülerin ustalarıyla buluştuğu 'Haliç Genç Edebiyat Günleri'nin konukları, usta öykücü Şerif Aydemir ve genç öykücüler Özlem Metin, Elif Genç, Yunus Nadir Eraslan, Celalettin Murat idi.

Usta öykücü Şerif Aydemir’in moderatörlüğünde gerçekleşen programda, Aydemir ve genç öykücüler, katılımcılara yazmaya nasıl başladıklarını anlattı.

Programda, öykü okumaları ve yazımıyla ilgili önemli püf noktalar verilerek kendilerine yöneltilen soruları cevapladı.

Etkinliğin ilk günü 'Öykü Günü' ve ‘Kültür, Dil ve Edebiyat’ söyleşi etkinliği, konuşmacılara plaket ve çiçek takdimi ile sona erdi.

Haliç Genç Edebiyat Günleri 28 Nisan’da sona erecek.

AYDEMİR: ÖYKÜ CILIZ BİR KIPIRTIYI DUYUP ANLATABİLMEKTİR

Etkinliğin usta öykücü konuğu, Şerif Aydemir, gençlerle bu buluşmada katkısı olan herkese teşekkür ederek duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Öykü alanına ilgi duyan katılımcılara ufak anekdotlarla bilgiler veren usta öykücü Şerif Aydemir, “Bana neden hikâye yazıyorsun diye sorduklarında, ‘Biz büyürken oyuncaklarımız da büyüdü, bunu hatırlamak ve hatırlatmak için’ olduğunu söyledim. Çünkü öykü, bir sessiz gecede cılız bir kıpırtıyı duyup anlatabilmektir.” ifadelerini kullandı.

GENÇ: DERGİLERİ FARK EDİNCE ROMANI BIRAKIP ÖYKÜ YAZMAYA BAŞLADIM

Öykü ile tanışma sürecinde dergicilik sektörünün önemli bir yerde olduğunu belirten Elif Genç, “Ben lise yıllarında dergileri fark edince romanı bırakıp öykü yazmaya başladım. Bu geçişte biraz zorlandım diyebilirim. Romanda karakterleri uzunca tasvir ederek anlatabiliyoruz ancak öyküde böyle bir şey olmuyordu. Yazış sürecinde kendimi eleştiriyordum. 2013 yılında ilk öykümü ‘Kuyudaki Koro’ dergisine gönderdim ve öyküm yayınlandı.” dedi.

NADİR: KAİNATTAKİ DURUŞUNUZ OKUMA EYLEMİYLE GERÇEKLEŞECEK

Öykü yazımında okumanın büyük bir yer kapladığını dile getiren Yunus Nadir, “Okumaları belli bir yaşa geldikten sonra okuduğunuz bilgilerin dışında sizi gerçek anlamda tanımlayan bir şey olmadığını göreceksiniz. Siz okuduktan sonra kendinizi gerçekleştireceksiniz aslında. Kainattaki duruşunuz bu okuma eylemiyle gerçekleşecek” diye konuştu.

MURAD: ÖYKÜNÜN MASALIN İÇİNDE BİR HAYAT SÜRDÜM

Çocukluğundan beri hep öykünün masalın içinde hayat sürdüğünü anlatan Celalettin Murad, “Ailem, rahmetli babaannem, Azeriydi. Bana çok güzel masal anlatırdı.” dedi.

Murad sözlerine şöyle devam etti:

“Babam, kitap hastası bir adamdı. Evimde çok büyük bir kütüphane var ve bunları önüme koyan bir baba vardı. Belli bir süre sonra önüme ağır kitapları koydu. Bu kitaplar çocukluğumu düşünürsek gerçekten ağırdı.

Ben de madem bunları okuyorum içlerinden hikayeleri çıkartayım dedim. Okuduğum ağır olayların içinden kendime hep hikayeler çıkardım. Bunları tabii sonradan fark ettim. Öykü sürecimin başlangıç noktası bu olaylar dizisi diyebilirim.”

METİN: KİTAPLARIN ARASINDA KENDİ İKLİMİMİ BULDUM

Çalıştığı işinden ayrılarak kendisine farklı bir rota çizdiğini belirten Özlem Metin, şöyle devam etti:

“Çok ağır bir tempoda çalışıyordum. 2018 yılının sonunda bir şirketin pazarlama bölümünde görev aldığım işimden ayrıldım. Daha sonra bir yolculuk esnasında eşimle sohbet ediyorduk. Bana, ne yapmak istiyorsun? diye sormuştu. Ben de ‘bir şeyler yazmak istiyorum’ demiştim. Cağaloğlu’nda tanıdığımız birisinin yayın evi vardı.

Ben de burada gönüllü olarak yarı zamanlı çalışmaya başladım. Kitapların arasında iklimimi bulmuştum. Bunun bana iyi geleceğini biliyordum ama nasıl başlayacağımı bilmiyordum. İstediğim ortama bu şekilde ulaşarak öykü yazmaya başladım.”

KÜLTÜR, DİL VE EDEBİYAT SÖYLEŞİSİ GERÇEKLEŞTİ

Gerçekleşen “Öykü Günü” etkinliğinin ardından Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Emil’in, Kültür, Dil ve Edebiyat adlı söyleşi programı gerçekleşti.

Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Emil ise bütün belediyelerin bu tarz kültür sanat toplantılarını sık sık düzenlemesini dileyerek, "Dil bir milleti ayakta tutan bütün kültür değerlerinin başıdır. Edebiyat başka hiçbir sanatta, hiçbir ilimde olmayan bir genişlikte, insanı, hayatı, tabiatı bir bütün olarak gösterir." ifadelerini kullandı.