Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arzu Terzi’nin konuşmacı olarak katıldığı programda, Osmanlı’da Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra başlayan kılıç kuşanma ve tahta geçme törenlerinin yapıldığı tarihi Cülus Yolu anlatıldı.

İslam Tarihinde Mekke, Medine ve Kudüs’den sonra 4. kutsal yer olarak görülen Eyüp İlçesine verilen önemin, Peygamberimizin mihmandarı Eyüp Sultan (Halit bin Zeyd) ‘dan kaynaklandığını söyleyen Arzu Terzi, Padişahların Eyyüp El Ensari’nin Türbesi’nde kılıç kuşandıktan sonra çıktıkları Cülus Yolu’nun siyasi ve idari önemine değindi.

Bir cülus bahşişi’nin bir askerin 1 yıllık ücreti olduğunu ifade eden Terzi, 2. Meşrutiyet’ten sonra Cülus Yolu merasimindeki değişikliklere dikkat çekti.

Prof. Arzu Terzi “Aslında Cülus Yolu padişahların devlet erkanıyla kayıklarla denizden karaya inerek zamanın dünya devletlerine halk tarafından kabullendiğini gösteren bir merasim şeklidir. Bu, aynı zamanda padişahların Allah’ın insanlardan yaşamasını istediği bir hayatı, dünyaya hakim kılmak için göreve başladıklarının görsel ilanıdır. Bir şehirden bu merasim ve ilana gelen halka dağıtılmak için kurbanlar kesilir, yemekler verilip altınlar dağıtılır. Bu merasimde Cülus Yolu’na çıkmadan önce zamanın Şeyhülislamı ve önemli dini önderleri eşlik eder. Fetih süresinden sonra ‘Ey Allahımız, Padişahımızı kılıçlardan kılıç aslanlardan aslan yap’ diye dua edilir” dedi.

Zamanla bu merasimde değişiklikler olduğunu söyleyen Terzi özellikle 19 Yüzyıl’da Osmanlının, dönemin siyasi argümanlarını kullanmayı göz ardı etmediğini belirtti. Arzu Terzi “Daha önceleri gayrimüslimler Cülus Yolu’nda pek bulunmazlardı, fakat 2. Abdülhamit ülkesindeki yabancı elçiler için özel bir güzergah belirledi. Onlara özel arabalar ve yiyecekler verdi, çadırlar kurdurttu.” diye konuştu.

Söyleşi sonunda Eyüp Belediyesi Kültür ve Sosyal İşleri Müdürü İrfan Çalışan, Prof. Arzu Terzi’ye Eyüp Gravürleri hediye etti.