19 Mayıs 2017 günü düğmesine basılan Sözcü'ye yönelik algı operasyonunda adalet tecelli etmeye başladı. Dün ikinci celsesi yapılan davanın ilk duruşmasında ara kararını açıklayan İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, cezaevinde tutuklu bulunan arkadaşımız Gökmen Ulu için tahliye kararı verdi. Gökmen Ulu, dün akşam saat 21:00'da cezaevinden tahliye oldu. Gökmen Ulu, ailesi ve arkadaşları tarafından alkışlar eşliğinde karşılandı ve özgürlüğe adımını attı. Babasından 174 gündür uzak olan Efe'nin, koşarak ona sarılması ve birlikte yere yuvarlanmaları ise gecenin sembolü oldu. İşte 174 gündür; onuruyla, şerefiyle, sabrıyla özgürlüğe kavuşmayı bekleyen arkadaşımız Gökmen Ulu'nun tahliyesi...

174 gündür özgürlüğünden uzak kalan arkadaşımız Gökmen Ulu, hakkında verilen tahliye kararının ardından tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden çıktı. Gökmen’i; eşi Burcu, oğlu Ege Efe, kardeşi Oben, babası Mehmet ve çalışma arkadaşları karşıladı. Arkadaşımız Ulu, saat 21.00 sıralarında cezaevi aracı ile Kınalı gişelere getirilerek serbest bırakıldı. Gökmen’i ilk olarak oğlu Ege Efe karşıladı. Baba oğul hasretlerini yerde sarılarak giderirken, Ulu'nun eşi, babası ve oğlu gözyaşlarını tutamadı. Eşi ve çocuğuna kavuşan Gökmen Ulu, tahliye olur olmaz ilk duygularını arkadaşlarıyla paylaştı.

Gökmen “Zindandan gönderdiğim her mesajda belirttiğim gibi gazetecilerin gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklanması o ülkede adalet ve demokrasinin can çekiştiğinin göstergesidir. Türkiye yara almıştır, bu tahliye umut damgasıdır. Sözcü davası Türkiye'nin vicdanını yaralamıştır. Bu tahliyeden sonra şimdi sıra bu yaranın kapanmasında… Umutluyum. Her zaman umutluyum. İyimser insanım. İstiyorum ki Ege Efe, Özgür, Tual ve bütün çocukların mutlu bir geleceği olsun. Türkiye'nin bütün renkleri el ele tutuşsun. Çıkacağız bu karanlıktan aydınlığa… Halkımız adalet, cumhuriyet eksenin onurlarını birleştirdi. Biz halkız. Bu 174 günü basın ve hürriyet mücadelemizin bir bedeli olarak niteliyorum.  Mahpus yata yata bitti başın öne eğilmedi. Şerefimle girdim şerefimle çıkıyorum” dedi.

“Bir gazeteci olarak doğruları dosdoğru söylemeye devam edeceğim…” diyen Ulu sözlerini şöyle sürdürdü; “Bir yurttaş olarak Atatürk'ün açtığı yolda yürümeye devam edeceğiz.Ben bu 174 günü basın ve ifade hürriyeti, adalet ve demokrasi mücadelemizin bir bedeli olarak niteliyorum. Elbette daha Türkiye'nin kat etmesi gereken çok mesafe var. Bunu bir umut damlası olarak görüyorum. Gazetecilerin, gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklanması ve gazetelerin baskı altına alınması o ülkede adalet ve demokrasinin can çekiştiğinin en bariz göstergesidir. Türkiye'nin bu utançtan kurtulması gerekiyor. Bu yarayı sarması gerekiyor. Özellikle bizim davamız, Sözcü Davası Türkiye'nin vicdanını yaraladı. Bu vicdanı yaralayan hasarları gidermek gerekir. Dosya ile birlikte bu yaraları kapatmak gerekir. Bunu bekliyor ve umuyoruz” dedi. Gökmen duygu dolu karşılamanın ardından ailesiyle birlikte dinlenmek için otele gitti.