İşte Erdoğan'nın konuşmasının satırbaşları:

Almanya bu zincirin son halkasıdır. Dünyada soykırım konusunda en son söz söyleyecek bir ülkenin bu ithamda bulunması hayatın olağan akışına karşıdır.
Sen hangi ülkeye neyi söylüyorsun? Buradaki meselenin Ermeniler olmadığını, istismar edildiğini iyi biliyoruz. Türkiye'ye karşı bir şantaj arac, sopa olarak kullanılıyor.

Paralel çetede, Türkiye'den kaçanlar Almanyabaşta olmak üzere batı ülkelerinde hayatlarını yaşıyor.
2. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın uyguladığı soykırımdan kaçanların bir kısmını biz ülkemizde ağırladık. Ey Alman Parlementosu, bunlardan haberin var mı? Bizim Ermeni meselesindeki tavrımız nettir. Biz soykırım ithamını kabul etmiyoruz.
Biz koskocaman Alman Parlementosu'nun bunların arkasına takılmasını anlamıyoruz.
Biz bütün arşivlerimizi aştık. Gelin sizde açın karşılaştıralım. Ama buna yüreğiniz yetmez. Ama buna cesaret edemezsiniz. Biz bu konuda açığız, rahatız. Ama koyamazsınız. Biliyorlar ki burada böyle bir şey söz konusu değil. Asıl önemli olan bölgede faaliyette olan diğer ülkeler buna hazır mı?
Mesela Ermenistan'da faaliyetlerine devam eden örgütler buna hazır mı? Almanya buna hazır mı? Hem Türkiye'ye aynı suçlamayı sunacaksınız hemde yapılan teklife arkanızı döneceksiniz.
Bu mesele Ermenilerin haklarını korumak değil istismar olarak kullanmaktır. Bizim ülkemizde 100 bin Ermeni yaşıyor. Biz böyle bir hassasiyeti göstermemiş olmasak biz Türk vatandaşı olmayan Ermenileri niye ülkemizde tutalım. Biz Avrupa'nın kabul etmediği 3 milyon mülteciyi ülkemizde ağırlıyoruz.
Buradan Almanya'ya ve tüm Avrupa'ya sesleniyorum. Ya gündemdeki meselelere hakkaniyetli bir çözüm buluruz yada Avrupa'nın önünde bir set olmaktan çıkar sizi dertlerinizle başbaşa bırakırız.
Bizim istediğimiz herkes için geçerli kuralların bizim içinde geçerli olması. Biz pozitif ayrımcılık istemiyoruz. Adaletli bir yaklaşım istiyoruz. Avrupa Birliği müstekabatında ne varsa onu istiyoruz. Biz riyakarlık yapılmasını istemiyoruz. Karşımıza Ermenileri, terör örgütlerini sürmeyin.



İHRACAT VE TURİZMİ TOPARLAMAMIZ LAZIM

2014 yılı büyüme hızımızda yavaşlama olduysa da bu sıkıntılı dönemi geride bırakıyoruz. 2017'yi sıçrama dönemi olarak kabul edelim. 2017 bizim için ivme yılı olsun.
Geçtiğimiz yıl yaşanan iki seçime ve terör olaylarına rağmen yüzde 4 büyüdük. Bu yıl çıtayı dahada yükseltiyoruz. Koşacağız. Dünyayı fellik fellik dolaşacağız. Bakanlarımızla beraber dolaşacağız. İhracatı ve turizmi canlandıracağız. Rusya olayı pazarlarımızı çeşitlendirmemiz gerektiğini gösterdi.
Eğitim sistemimizdeki değer eksikliğini gidermeliyiz. Kendi tarihimize uygun kültür sistemini yaygınlaştırmalıyız.
Yönetim sistemizi gözden geçirmeliyiz. Başkanlık sistemi dahil, daha etkin yönetim modelini tartışmalıyız.
Bizim vatanımız üstünde kimse operasyona kalkmasın. Operasyonları nihayete erdirene kadar sürdüreceğiz. Bunların hepsi silahlarını gömecekler ya da bu ülkeyi terk edip gidecek. Bu işin başka çıkışı yok.