ODTÜ mezunu Hatice Senay Günaydın (44) Sahil Güvenlik Komutanlığında sivil memurdu. Bir çocuk annesi Günaydın, İstanbul Askeri Casusluk davasında 11 ay tutuklu kaldı Tutuklanmadan 2 ay önce de eşini kaybeden Günaydın, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile tahliye edildi. Mahkeme, Günaydın’a 500 bin TL tazminatın faizi ile ödenmesini kararlaştırdı. Bu tutar, benzer davalarda sivil kişilerin kazandığı en yüksek tazminat tutarı olarak kayda girdi.

11 AY TUTUKLU KALDI

43 sanıklı İstanbul Askeri Casusluk davası ile ilgili süreç 2010 yılında başlatıldı. Antalya Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde sivil memur olarak çalışan
bilgisayar mezunu Hatice Senay Günaydın ile ilgili zorlu süreç ise 12 Şubat 2014’te başladı. Günaydın anılan gün tutuklanarak cezaevine konuldu. Günaydın, tutuklanmadan 2 ay önce ise eşini kaybetmişti. Geride 8 yaşında oğlunu bırakan Günaydın, Anayasa Mahkemesi’nin ‘Hak ihlali var’ kararı sonrası 13 Ocak 2015’te serbest kaldı. Günaydın tahliyesi sonrası tazminat davası açtı. Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada geçtiğimiz 12 Ocak günü çıktı.

VEBALI GİBİ DAVRANILDI

Maliye Hazine’ne karşı açılan tazminat davasında mahkeme tanık ifadelerini de aldı. Aynı zamanda Günaydın yakın çalışma arkadaşı da olan H. B. B. ifadesine şunları söyledi: “Ben 2009 yılından beri davacı ile aynı işyerinde çalışıyorum. Kendisi tutuklanmadan önce Ankara’dan tayinle gelmişti. Kendisi gelmeden önce ismi gelmişti. Çalışmaya başladıktan sonra tek başına bir odaya yerleştirildi. Soru bankası odası idi. Adeta kendisine vebalı gibi davranılıyordu. Ziyaretine gelenler amiri tarafından uzaklaştırılıyordu. Kendisinin de başkaları ile görüşmesine engel olunuyordu. Gözaltına alındığında ailesine haber verilmedi. Çocuğu kreşteydi. Çocuğu kreşte ben aldım. Tutuklanıp bir süre serbest kaldıktan sonra da iş yerine döndüğünde amirler tarafından devamlı uyarıldık. ‘Bilgisayara yaklaşmasın, evrakları görmesin’ gibi uyarılar yapıldı. Tecrit edildi. Kendisine amirler tarafından mobbing uygulandı. Ben, yakın arkadaşı olduğum için çok sıkıntı çektiğini gördüm.”

Çocuk gelişim uzmanı olan tanık N.N. ise, Günaydın’ın tutuklandığı sırada 8 yaşında olan oğlu D.’nin yaşadığı psikolojik sorunlara işaret etti.

MATA HARİ GİBİ SUNULDU
Göktürk ve Kemerburgaz'da avukatlık bürosu ile hizmet veren Avukat Erdal Avcı müvekkili adına yaptığı savunmada özetle “Dava, her ne kadar asker kişiler yönü ile öne çıkmış ise de, müvekkilim büyük acılar çekti. Müvekkil, kamuoyuna Türkiye’nin Mata Hari’si, fuhuş yapan kişi gibi lanse edildi. Çok büyük baskı altında kaldı. Sokağa çıkamaz hale getirildi. Kendisi ODTÜ mezunubilgisayar uzmanıdır. Ancak geleceği tamamen silindi. Bu itibarla sivil memur gibi değil asker kişiler gibi değerlendirilmesini, tazminatın kısılmamasını talep ediyoruz” dedi.

SİVİLE VERİLEN EN YÜKSEK TUTAR 
Maliye Hazinesi avukatı ise, talep edilen tazminat tutarı için “Fahiş” değerlendirmesi yaparak davanın reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme, ikincisi görülen duruşmada kararını verdi. Mahkeme, Günaydın’a 500 bin TL manevi 7 bin 100 TL de maddi tazminatın faizi ile verilmesine karar verdi. Bu tutar, benzer davalarda yargılanan sivillerin kazandığı en yüksek tazminat tutarı olarak kayda girdi. Balyoz davasında 1 yıl 18 gün tutuklu kalan tek sivil memur Güllü Salkaya için mahkeme 26 bin TL’lik tazminat ödenmesine karar vermişti.

KADINA UYGULANAN EZİYETİN DE RESMİ OLACAK

Göktürk ve Kemerburgaz'da avukatlık bürosu ile hizmet veren Avukat Erdal Avcı, karara ilişkin değerlendirmesine "Eğer bu davada çıkan tazminat, bu kumpasi kuranlardangeri alinabilirse, bir kadına verilen değer örneğini hukuk zemininde yaşayacağız.  Bu dava FETÖ ile mücadele; karşımızda bulunan örgütün ne kadar dibe vurduğunu toplum gözünde örneklemek açısından da cok önemli.  Bu davadan varılacak sonuç, kumpas zemininde kadına uygulanan eziyetin cok net bir resmi olacak ve caydırıcı etkisi çok büyük olacaktır. Ayrıca bu dava, silahlı Kuvvetleri bünyesinde çalışan sivil memurların askeri personel ile hukuken eşit olduğunun göstergesi olacaktır. En önemlisi bu dava muvekkilimin tekrar insan haklarına kavustuğunun bayrağı olacaktır. Onun kalesi olacaktır. Minicik bir cocuga 'ölmek istiyorum' dedirten vicdansizlara ders olacaktır" şeklinde konuştu.

Mata Hari, I. Dünya Savaşı yıllarında, dansçı kimliği altında Almanya hesabına çalışan casus olarak çalışmakla suçlandı. Fransız, İngiliz, Rus subay ve devlet adamlarından topladığı çok gizli askerî bilgileri kızına yazılmış masum mektuplar halinde özel diplomatik kurye ile Paris'ten Almanlara ulaştırıyordu. Alman askerî ve denizcilik istihbarat başkanlarıyla toplantılara katıldığı Madrid'den Paris'e döndükten sonra, 13 Şubat 1917'de tutuklandı. Y Mata Hari yargılandığı davada idama mahkûm edildi ve 15 Ekim 1917'de kurşuna dizildi.