Okul Öncesi Eğitim Çocuk İçin Neden Önemlidir?

Gelişim yıllarında sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisinde çocuk zamanla, annesini ona bakan, koruyan ve ihtiyaçlarını karşılayan bir birey olarak görür. Böylelikle bebek anneye GÜVENMEYİ öğrenir. Eğer anne çocuğuna karşı tutarlı ve olumlu ise çocukta TEMEL GÜVEN DUYGUSU oluşmaya başlar. Gelişim yılları boyunca anne ve baba tarafından bir birey olarak kabul edildiğini, sevildiğini ve saygı duyulduğunu gören çocukta özgüven gelişir. Özgüven; kişinin kendisini önemli, değerli ve yetenekli biri olarak algılama derecesidir.

İşte okul öncesi eğitiminin amaçlarından biri de, çocuğun okulda kendi kişiliğine karşı olumlu bir tutum geliştirmesidir. Eğer okul öncesi eğitimi sırasında çocuğun yaşantıları mutlu ve anlamlı olursa, ilkokula da kendine yönelik olumlu duygularla başlar ve başarı olasılığı da artar.

Anaokuluna başlatmak için çocuğun gelişim düzeyine bakmak gerekir. Hazır olma yaşı her çocuk için aynı olmamakla birlikte çocuğun anneden ayrı kalmaya alışık olması, ihtiyaçlarını konuşarak veya başka biçimlerde ifade edebilmesi, tuvalet eğitimi kazanmış olması, basit komutları alabilmesi, yürüme ve koşma gibi kaba motor fonksiyonlarının gelişmiş olması gerekir. Ancak bu sayede çocuk okul ortamına uyum sağlayıp, paylaşımda bulunabilir. Çocuk 2 yaşını doldurmasına rağmen bu becerileri kazanmış olabilir ya da yaşı 4 olmasına rağmen bu becerileri kazanmamış olabilir. O zaman genel olarak anaokuluna başlama yaşı 2-4 yaş arası olduğunu söyleyebiliriz.
Çocuk burada kendini TANIMAYI, yeteneklerinden haberdar olmayı ve yaşıtlarından farklı olan özeliklerini öğrenir.



Froebel’in söylemiyle; ‘Anaokulunun amacı, öğrenmeye ilgi uyandırmaktır’. Anaokulu, çocuğun içinde sahip olduğu yeteneklerin gelişmesine ve ortaya çıkmasına yardımcı olur. Burada okuma yazma olgunluğu kazandırılır.

Anaokulunun eğitim programı içinde; ülkemizi ve dünya ülkelerini tanıtma, belirli gün ve haftalarla, insan ve hayvanları tanıtma, trafik ve görgü kurallarını öğretme sayılabilir. Ayrıca hayvan yetiştirme, bitki yetiştirme gibi araştırmaya ve incelemeye yönelik köşelerde çocuğun doğal merakını geliştirecektir.
Anaokulu aynı zamanda kuralların en etkili bir biçimde öğretebilen bir kurumdur. Çocuk akranlarıyla ilişkiye girerek birlikte yemek yemeyi, uyumayı ve oynamayı öğrenir. ‘ ben’ ve ‘ başkası’ kavramlarının bilincine vararak yardımlaşma ve işbirliği duygusunu geliştirir. Anaokulu çocuğu, kendi hakkını korurken, başkalarının özgürlüğünü çiğnememeyi öğrenir.
Anaokulunda renk, sayı ve kavramlar çocuğun anlayabileceği seviye de somuta indirgenerek anlatılır. Parmak boya ve resim faaliyeti, bloklarla oynama önde gelen oyun dizileri arasında sayılabilir. Çocuklar en çok doktorculuk, bakkalcılık, manavcılık, marangozculuk gibi dramatik köşelerden hoşlanırlar. Çocuk en iyi oyun ortamını anaokulunda bulur.
Fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimlerini sağlamada, anaokulunun önemli katkısı, çocuk ilkokul hayatına başladığı zaman kendini göstermektedir. Yapılan araştırmalar, anaokulu eğitimi gören çocukların bu eğitimi görmeyenlere kıyasla ilkokulda daha uyumlu ve girişken, sosyal etkinliklerde daha başarılı olduklarını ortaya koymaktadır.
Piaget’ye göre çocuğun öğrenmesinde ‘ kendi kendini yönetme’ çok önemli bir etkendir.



Piaget şöyle demektedir: “‘Etkin bir okul ancak, öğrencilerin, gerektiği için değil, kendileri istediği için çaba göstermelerini ve başkaları tarafından hazırlanan bilgiyi kabul etmek yerine, kendi akıllarını kullanarak özgün çalışmalar yapmalarını sağlayabilirse, zekâ yasalarının tümüne saygı göstermiş olur’.



Çocuk sorusunun yanıtını öğretmeninden almak yerine kendi başına bulup keşfettiği takdirde etkili olmaktadır. Etkin öğrenme çocukların seyredip dinlemekte yetinmeyip, bu sürece etkin olarak katıldığı anlamına gelir.