Öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?

istanbul’da doğdum. Ilk ,orta ve liseyi yine aynı şehirde bitirdim. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera Ana Sanat dalı mezunuyum. 1991 yılından bu yana İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde opera sanatçısıyım.İnce kadın sesi olarak adlandırılan “soprano”’yum. Okul yıllarında evlendim. Okul,iş ve evlilik birarada yürüdü.Çalışarak dinlenebilen insanlardanım.Bu yüzden dublaja başladım.Yaklaşık 15 yıldır profesyonel dublaj sanatçısıyım.2008 yılından beri de “sesler hazinesi”müzik topluluğunun üyesiyim.Operayı tanıtma amacıyla başladığımız yolculuk,temalı konserlerle yurt içi ve yurt dışında devam etmekte.Halen yurt dışında eğitim gören Elif(20)ve Balkız(10)’ın annesiyim. Tekstil sektöründe olan Mehmet Abacı ile 26 yıldır süren bir evliliğimiz var.



Müziğe olan ilginiz ne zaman ortaya çıktı, ailede müzikle ilgilenen var mı?

Babam 50 yılını sahneye adamış opera sanatçısı İlhami Uyanık. 1 yaşından beri şarkı söylüyorum.Babamın sesi,radyodan yayılan müzik hala kulaklarımda. 6 yaşından beri opera dinleyicisi ve izleyicisiyim. Kulis ziyaretleri de buna dahil. Bu yüzden meslek olarak seçmek benim için sürpriz olmadı.




Operayı daha çok sevdirebilmek ve yaygınlaştırabilmek için neler yapılabilir?

Şimdiki çocuklar inanılmaz yetenekli ve araştırmacı.4-5 yaşında bile opera sanatçısı olmak istiyorum diyebiliyorlar.Sanata önyargısız yaklaşılmalı fikrindeyim.O mesleği yapmıyor olsa da konu hakkında bilgisi olan nesiller yetişmeli.Bu konuda biz velilere ve sanatçılara çok iş düşüyor.Sahnede olmak ne kadar özen gerektiriyorsa seyirci olmak da dikkat ve hassasiyet gerektiriyor.Sanattan anlayan ve ilgili seyirciden gelen alkış bizlere tarifsiz bir haz veriyor.




Harici zamanlar da neler yapıyorsunuz?

15 yıldır Dublaj sanatçısıyım.Görüntüye can vermek ,sesinle bunu hissettirmek tarifsiz güzellikte.Toys Story ile başladığım meslek,belgeseller,çocuk kanalları,vizyon filmleri ve reklam seslendirme ile devam etti. Harry Potter “Dolores”,Shrek”peri Anne”, Madagaskar”professor”,deniz kızı”marina del rey” ilk aklıma gelenler.2 yıl Doğuş Üniversitesi’nde eğitim vermeye devam ettim.Halen bir eğitim danışmanlığı bünyesinde nefes,diksiyon ve beden dili eğitimi vermeye devam etmekteyim.Yaklaşık 20 yıldır çok severek kayak yapıyorum.Dalış seviyorum.Edebiyat ve şiir zaten her daim ilgi alanımda.Flamenco ve Tango’dan hoşlanıyorum.Sahnede olmadığım zamanlarda tiyatro ve konserleri takip etmeye çalışıyorum. Yeni ülkeleri ve şehirleri keşfetmek ,sokaklarında kaybolmak,fotoğraf çekmek,yazmak ,müze gezmek ve her gün 6-8 km yürümek,aileme vakit ayırmak hayatımın olmazsa olmazları.”Anlatmak için yaşamak” demiş Marquez.Bu yüzden sevdiğim insanlarla vakit geçirmeyi de ihmal etmiyorum..



Göktürkte vakit geçirdiğiniz ve favori mekanlarınız var mı?


“Genç Kulis” severek geldiğim bir yer.Sevgili Şentürk burda butik ve kaliteli bir hizmet veriyor.8 yıldır Göktürk Kemer Country’de oturuyorum.Burası başlı başına huzurlu bir yer. Arcadium Balıkçı,Motto Bar,Gezi pastanesi,Starbucks,Tezgah,Olivo ve zanziyi seviyorum.

Göktürk’te yapmak istediğiniz projeleriniz var mı?

Göktürk’te sanat eğitim kurumlarının varlığı beni çok mutlu ediyor.Rahatça dans edebileceğimiz bir yer yok.Konser mekanı da barlarla sınırlı.Temalı konser yapmak istediğim bir projem var.Dilerim Göktürk ‘te bunu gerçekleştirebilirim.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?


Ben hayatı aktif olarak yaşama taraftarıyım.Evlere tıkılıp kalmayalım.Göktürk bana geçmişte yitirdiğimiz birşeyleri ve köy hayatını temsil ediyor.İnsanlar şehir hayatından kaçıp geliyorlar.Bir köy meydanımız olabilmeli.Park sorunu Had safhada ve bazan yayılan çöp kokusu.En fazla başıboş hayvan olan semt olduğunu öğrendim Göktürk’ün.Bu çok üzücü.
Bu güzel sohbet için size ve ekibinize çok teşekkür ediyorum..


 

RÖPORTAJ:ÖZLEM KARADAĞ