Geçmişten bu güne Aslı Demirer kimdir?
-Samsun’da dünyaya geldim. Küçük yaşlarda müziğe başladım ailemin desteğiyle.Keman çalıyor ve çocuk korolarında şarkı söylüyordum.Yapmak isteğim şeyin müzik olduğunu anladığım andan itibaren de,bunun eğitimi almakla ilgili kararımı verdim.Üniversitede konservatuar sınavlarını kazanıp,İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nda eğitimime başladım.Maceram başlamış oldu böylece.Okulu bitirinceye kadar aktif olarak müzik yapmayı sürdürdüm.Okulda aldığım eğitimin yanı sıra,orkestralarda şarkı söyleyerek ve keman çalarak,çeşitli şarkıcılara geri vokal yaparak,sahnede de kendimi geliştirmeye devam ediyordum.Dizi,sinema müzikleri yaparak,reklam jingle’ları seslendirerek ve solo albüm projelerimle de yoluma devam ediyorum.
 
Gökhan Türkmen’le gerçekleştirdiğiniz Korkak düeti ile büyük bir çıkış yakaladınız. Şarkının sözleri de size ait. Nelerden ilham alarak yazdınız bu şarkıyı ?
- Zaten hayatın tamamı bana ve tüm sanatçılara ilham veriyordur. Sürekli dolan bir duygu kumbarası oluyor insanın ve zamanı geldiğinde tüm bu duyguları sözlere, melodilere döküyorsun. Hem kendi yaşadığım olaylardan, hem de çevremde olup bitenlerden etkilenebiliyorum pek tabii. Hiç yazamadığım ya da yazmak istemediğim dönemler de oluyor aslında ama her gün bir şeyler karalamaya çalışıyorum. İnsanı deşarj eden, insana iyi gelen bir şey üretmek.
 
Başka düetlerde gelecek mi arkasından ? En çok kiminle düet yapmak istersiniz ? 
- Neden olmasın!Beni heyecanlandıran,içime sinen bir proje olursa tabii ki olur. Ortak çalışmaları çok seviyorum.Hatta kaydettiğimiz ama henüz yayınlamadığımız bir şarkımız bile var. Önümüzdeki zamanlarda paylaşmayı düşünüyorum.Ama o isim sürpriz olsun:)
 
“Saat On İki” isimli şarkınız da çok sevildi. İçinde her tür duyguyu barındıran bir şarkı. Hem eğlenceli hem de hüzünlü bir tarafı var. Şarkının hikayesinden bahsedebilir misiniz ?
-Teşekkürler beğenmenize sevindim.Aslında tam da özetlediğiniz gibi hüzün ve neşenin iç içe olduğu bir şarkı.Okuduğum bir şiirden ilham alıp yazdım  “Saat On İki” yi. Aşık olunca ya da terk edilince,zaman durmuş gibi gelir ya insana..Öyle bir ruh halini anlatıyor işte..Herkes bir şeylere takılıp kalıyor ya hayatta,bu kız da saat 12 ‘ye takılıp kalmış.
 
Uzun zamandır beklediğimiz Saat On İki şarkısının klibini yakın bir zamanda yayınladınız. Çok samimi ve sıcak bir klip olmuş.  Bu şarkıya klip çekmeye nasıl karar verdiniz ve zamanlama konusunda geç olduğunu düşünüyor musunuz ? 
-Hem sosyal medyada takipçilerimden,hem de yakın çevremden uzun zamandır bu şarkıya klip çekmek konusunda bir istek geliyordu.Bir süre direndim,e araya da “Korkak” düeti girince,bu süre bir parça daha uzadı.Kafamızda senaryosuyla ilgili birçok fikir vardı.Bizi en çok eğlendiren,şarkıyla örtüşen fikri bulunca da kolları sıvadık.
 
Klipte yakın arkadaşlarınız oynuyor galiba... :) 
Evet oynayanların tamamı yakın dostlarım.Tam bir ekip ve aile işi oldu.İçinde çeşitli göndermeler var.Çok eğlenceli karakterler var.Külkedisi masalına tersten bir gönderme yapıyoruz. Gökhan Türkmen var mesela..”Sen İstanbul’sun” klibindeki bisikletiyle yanımdan geçtiği bir sahne var:)Bunları tasarlarken ve çekerken o kadar çok eğlendik ki umarım izleyenler de bizim kadar eğlenir izlerken.

 

Yorumcu kimliğinizin dışında başarılı bir söz yazarısınız. Söz yazmak kimileri için çok zor bir iş. Yazabilmek için özellikle gerçekleştirdiğiniz ritüelleriniz var mı ? Nasıl bir süreç yazmak anlatabilir misiniz?
-Şarkı yazmak başlı başına arızalı bir durum aslında.Henüz bunun kodunu ve üzerimdeki etkisini çözebilmiş değilim.Hayattan aldığınızı dönüştürüp,yine hayata katıyorsunuz üreterek.Çok güzel bir hediye olarak görüyorum bunu ve şükrediyorum.Çünkü hafifliyorsun.Hayatla ve acılarla başedebilmeni sağlıyor yazmak.Yani en azından bende böyle işliyor.Ritüellerim olduğunu söyleyemem.Hemen her yerde aklıma birşeyler gelebiliyor.
 
Şarkılarında aşkı bu denli güzel anlatan kadının ağzından aşkın tanımını duymak isteriz.
-Aşk çok güçlü ve ilham verici bir duygu.Ben,aşkı sadece karşı cinse duyulan bir his olarak tanımlamayı tercih etmiyorum.Dünyada aşık olunacak o kadar çok şey var ki.İnsanı özgürleştiren ve ayaklarını yerden kesen bir duygu.Bir şeyler yaratabilmenin de temeli bence
 
Türkiye’den ve dünyadan kimleri dinliyorsunuz? Özellikle takip ettiğiniz isimler var mı?
İyi bir müzik dinleyicisiyim.Hemen hemen her tarz müziği severim.Haliyle yerli ve yabancı çok kabarık bir listem var.
 
Peki, Aslı Demirer müzik dışında neler yapmaktan hoşlanır, nerelere gitmeyi sever ?
Resim yapmayı çok seviyorum.Modayla da oldukça ilgiliyimdir.Giysilerime kendime özgü  dokunuşlar yapmayı seviyorum.Arkadaşlarımla tatil yaparız fırsat buldukça.Sık sık da fırsat buluruz:)Sinema ve tiyatro da vazgeçilmezlerimdir.

 

Yemek yapmaktan hoşlanır mısınız ?
Evde yalnızsam biraz üşenebiliyorum ama biri varsa mutfağa girerim.Pilav konusunda çok iddialıyımdır ! Ama yemeyi, yapmaktan daha çok severim.
 
En büyük hayaliniz nedir ? 
Hayal kurmaya devam edebilecek kadar mutlu ve sağlıklı kalmak en büyük dileğim.Sonrası kolay zaten..
 
Önümüzdeki dönemlerde yeni projeleriniz var mı ?
Yeni  şarkılarım üzerinde çalışıyorum.Sonbaharda paylaşmayı planlıyorum.Bir yandan da sahne çalışmalarım,konserlerim devam ediyor.
 
Son olarak söylemek istedikleriniz.
Bu keyifli röportaj için teşekkür ederim.Okuyup,ortak olanlara da ayrıca teşekkürler..:)