Uluslararası piyasalarda altının ons fiyatı Irak'ta yaşanan kaosun etkisiyle dün 1.333 dolara yükselirken, analistler yılın ikinci yarısında altın fiyatlarının aşağı yönlü baskılanacağını belirtiyor.
Bu ylın en yüksek seviyesini, 1.392 dolarla mart ayında gören altının ons fiyatı, ardından görülen düşüş trendini, haziran ayında Irak'ta yaşanan kaos ve Ukrayna-Rusya gerginliği ile sonlandırarak kayıplarının bir kısmını telafi etti. Böylece yılın ilk yarısında yatırımcısına yaklaşık yüzde 10 kazandıran altının ons fiyatı için analistler, yılın ikinci yarısında jeopolitik risklerin gündemden düşmesiyle birlikte 1.200- 1.150 dolar seviyelerine kadar bir gerileyiş yaşanacağını tahmin ediyor.

Saxo Capital Menkul Değerler Uluslararası Piyasalar Müdürü
Özgür Hatipoğlu, altın fiyatlarında bu yılın ikinci yarısı için biraz gerileme olacağını belirterek, "Kritik seviyeler olan 1.200 - 1.150 seviyelerinde fiyatların taban yapacağı beklentisi hakim" dedi.

Emtiaların 2014 yılına kompleks olarak alıcılı başladığını ve altının bunların içinde başı çeken emtia olduğunu, bütün büyük spekülatörler ve hedge fonların neredeyse sıfıra yakın hale getirdikleri altın alış pozisyonlarını ciddi oranda artırdığını aktaran Hatipoğlu, şunları ifade etti:

"1.200 dolar seviyesinde olan altın fiyatları çok kısa sürede 4 bin dolara çıktı. Ukrayna krizi patlak verdi, o da bu işe bahane oldu. Piyasa bu sebepten veya başka bir sebepten dolayı zaten almaya başlamıştı. Rusya'nın yorulmaya başlaması ve oradaki endişelerin azalmaya başlaması, gerçekte bir savaş çıkmayacağının anlaşılması ile birlikte öncelikle altında başlayan bu emtia rallisi soğumaya başladı. En hızlı çıkan altın bir anda en az istenen enstrüman haline geldi. Diğer enstrümanlar, alışa devam etmediler ama yatırımcılar alım pozisyonlarını korumaya devam ederken, altında bir anda alım pozisyonlarını azaltmaya başladılar."
Hatipoğlu, özellikle hedge fonlardan gelen satışların, hem vadeli kontratlar ve opsiyonlar bazında hem de borsada işlem gören borsa yatırım fonlarındaki pozisyonlarının azaltılmasıyla birlikte, altın fiyatlarının kısa zaman içerisinde 1.380 derecesine kadar gerilediğini ve burada bir direnç oluşturduğunu hatırlattı.

Mart sonu itibariyle söz konusu seviyeye kadar gelen altın fiyatının, 1.280 - 1.330 arasında yaklaşık 2 ay kadar zaman geçirdiğini belirten Hatipoğlu, "Ardından tamamen teknik bir satış olduğunu düşündüğümüz bir şekilde mayıs ayının sonlarında çok hızlı bir şekilde bir günlük büyük satış ardından gelen küçük satış günleriyle 1.242'ye kadar geldi. Haziran ayının başına gelindiğinde bin 242 seviyelerinden 1.300'lere kadar arttı. Şu anda bu seviyedeyiz. Bu noktada aslında dikkatlice bakmamız gerekenlerden bir tanesi fiziksel emtia alan fonlarda büyük yatırımcının pozisyonları. Haftalık olarak altında piyasanın geçen haftadan bu haftaya büyük spekülatörlerin alış yaptığını görüyoruz. Daha sonrası için ne çıkar ona bakalım" değerlendirmesinde bulundu.
"Tekrar bir savaş olasılığının ortadan kalkması halinde - ki şu anda öyle görünüyor - altın fiyatları 1.250 seviyelerine kadar gelecektir" diyen Hatipoğlu, eğer sene sonuna kadar herhangi bir sebeple altın fiyatının 1.200 dolar seviyesine kadar gelirse, bu noktanın orta vade için alım fırsatı olabileceğini öngördü.
Hatipoğlu, bu fiyatın daha fazla aşağı inmesi için yakın vadede çok fazla bir sebep görmediğini belirterek, burada çok güçlü bir destek olduğunu ama piyasada teknik hareketlerin de olası bir durum olduğunu dile getirdi.
Altının yükselmesi için piyasanın takip ettiği verilerden bir tanesinin de faizler olduğuna dikkati çeken Hatipoğlu, "Faizler yükselirse altın o kadar hızlı yükselmez. ABD'deki faiz artış periyodunu yakından takip etmek lazım. Bu süreç başladığında altının yükselişi bir miktar yavaşlayacaktır, yükselişi bir miktar sekteye uğrayacaktır. Herhangi bir zaman diliminde çıkıp, 'faizleri şu takvime göre yükseltmeyi planlıyoruz' gibi bir açıklamayla altın fiyatları biraz darbe yiyecektir. Bu kritik bir veri olur. Fakat ardından bu satış bile altın için bir alış fırsatı olarak değerlendirilebilir" diye konuştu.
Hatipoğlu, bu yılın ikinci yarısı için altın fiyatlarında biraz gerileme olacağını belirterek, "Kritik seviyeler olan 1.200 - 1.150 seviyelerinde fiyatların taban yapacağı beklentisi hakim diyebiliriz. Eğer tekrar bir Ukrayna krizi veya batılı devletlerin içinde bulunabileceği bir kara herakatı söz konusu olursa altın fiyatlarında yükseliş görülür. Bu kaçınılmazdır. Ancak bu şartların oluşmadığı durumlarda altın fiyatlarının gerilemesi çok muhtemel" ifadelerini kullandı.
- "Fed'in temmuz kararları belirleyici olacak"
ALB Menkul Değerler Analisti Enver Erkan ise, altın fiyatlarının bu yılın ilk çeyreğinde ABD'de yaşanan ağır kış şartlarına bağlı olarak ekonomik aktivitenin azaldığını gösteren olumsuz veriler ve Çin'de fiziki talebin artması gelişmelerinden beslenerek yükselişe geçtiğini belirterek, "ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tahvil alımlarını piyasa beklentisi dahilinde azaltması ve ABD faizlerinin daha uzun süre sıfıra yakın seviyelerde kalacağına dair sinyaller de altın için destek oluşturan faktörlerdi" dedi.
Buna karşılık birinci çeyreğin sonlarında tırmanan Ukrayna krizinin altın için uzun süre destekleyici olduğunu ve güvenli varlık fiyatlamasının etkili olduğu bu dönemde altın fiyatlarının 1.392 seviyesinde yıllık zirvesini yaptığını aktaran Erkan, "Önce Kırım'da ayrılıkçı hareketler ve düzenlenen referandumla Rusya'ya katılma kararı, akabinde batı dünyasının Rusya'ya yönelik yaptırımları ve bu esnada özellikle Ukrayna'nın doğusunda Rus yanlılarının yol açtığı şiddet olayları, çatışma haberleri, uzun süre piyasaların siyasi riskleri de fiyatlamasına neden oldu" diye konuştu.
Erkan, bu arada Çin'de ekonomik büyümenin zayıflaması altında fiziki talep açısından olumsuz sinyaller verdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Çin'de 2013'ün üçüncü çeyreğinde yüzde 7,8 olan büyüme iki çeyrek üst üste yavaşladı ve sırasıyla yüzde 7,7 ve yüzde 7,4 olarak gerçekleşti. Tabii bu sırada önemli öncü göstergeler olan imalat sektörü PMI verilerinin de 50 baz puan seviyesinin altına gerilemesi Çin'de ekonomik yavaşlamaya yönelik endişeleri artırdı. Bu süre içerisinde ABD'de de özellikle ekonomik aktiviteye ve istihdama dair olan ekonomik verilerin düzelmesi, resmi olarak dillendirilmese de ABD'de faizlerin beklenenden erken artırılabileceği görüşleri altında ikinci çeyrekle beraber aşağı yönlü hareketlerin görülmesine neden oldu. Tabii Ukrayna krizinin ilk etapta yeterince fiyatlanması, sonrasında da barışçıl çözüm beklentileri güvenli varlık fiyatlamasını ortadan kaldırdı. Bu süreç içerisinde altın senelik dip seviyesini haziran ayının başında 1.240 ile gördü."
Erkan, haziran ayının ortası itibarıyla ortaya çıkan Irak riskinin altında yeniden güvenli varlık fiyatlamasını ortaya çıkardığını kaydederek, bu süreç içerisinde altında yeniden 1.325 seviyesine doğru yükseliş görüldüğünü anımsattı.
Ancak mevcut hareketler itibarıyla altının hem siyasi risk unsurunun yeterince fiyatlanmış olduğu algısı, hem de Fed toplantıları ilerledikçe faiz artırımı isteyen şahinlerin yükselmesine bağlı olarak aşağı yönlü de eğilim gösterdiğini ifade etti.
"Piyasalarda Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) gelişmeleri ve temmuz ayında açıklanacak Fed tutanakları ile 30 Temmuz'da Fed'in yeni toplantısından çıkacak kararlar, altının seyri açısından da belirleyici olacaktır" diyen Erkan, istihdam ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerinin genel trendinin, şahinlerin elini güçlendirmiş durumda olduğunu ve bu bakımdan faizlerin artırabileceğine ilişkin bir sinyalin altın açısından negatif olabileceğine işaret etti.
Erkan, bu durumda altında ilk hedef olarak 1.240 seviyesine doğru yeni bir aşağı yönlü trend başlayabileceğine dikkati çekerek, "Mevcut konjonktürde altını destekleyebilecek unsurlar ya yeni bir siyasi risk, ya da Çin'de ekonominin yeniden güçlenmesi veya bir başka senaryo olarak Fed'in güvercin tutumunu devam ettirmesi olacaktır. 1.340 seviyesi burada önemli bir direnç olacaktır, yukarı yönlü kırılması halinde ise yıl içi hedef 1.375 direncinin de kırılması halinde 1.400 bandı olabilir" değerlendirmesinde bulundu.