LPG pazarında uygulanan çifte vergi sisteminden dolayı, aradaki farkı kötüye kullanan istasyonlar ülkemizde kaçakçılığın artmasına yol açıyor. LPG piyasasında yaşanan bu kritik sorunun bir an önce giderilmesi gerektiğini belirten sektör yetkilileri, pazarda yaşananlara dikkat çekerek, “Aynı mal, aynı rafineriden çıkıyor. Birine az, birine çok vergi uygulanmamalı. Dünyanın her yerinde durum aynı. Peki Türkiye’de niye çift vergi alınıyor? Tek fiyat olsun, kaçakçılık artık son bulsun” görüşünü savunuyor.

Tüp fiyatları artmaz

Yapılacak bu vergi ayarlamasının sonrasında “tüp fiyatları yükselecek” diye düşünülüyorsa, bunun kesinlikle yanıltıcı olduğunun altını çizen yetkililer, “Tek fiyat sonrası rekabet artar, bu yüzden de fiyatlar yükselmez” diyor.

Sadeci dahili rekabet değil, özellikle hane ve diğer yerlerde kullanılan doğalgaz tüketimindeki ciddi artışlar nedeniyle piyasanın zaten sınırlı hale geldiğini anlatan yetkililer, artan doğalgaz kullanımı ve mevcut piyasa koşullarından dolayı, tek fiyat uygulamasına geçiş sonrasında fiyatların yukarı çıkma ihtimalinin olmadığı görüşünü savunuyor.

Ölçüm cihazları yok

Kaçak dolum yapılan istasyonlarda güvenlik sorunuyla birlikte, ölçüm cihazlarının bulunmaması da bu konuyla ilgili bir diğer dikkat çeken husus. Otogaz satışı sırasında ölçüm yapılmaması tüketicilerin kandırılmasına yol açarken, aslında fiyatın da görünenden çok daha fazlasına gelebileceğini ortaya koyuyor.

LPG’de de ‘fiyat’ düzenlemesi şart

Otogaz satışlarında aşırı indirimlerle piyasanın bozulması ve haksız rekabetin artmasının önüne geçmek için önümüzdeki dönemde yeni uygulamalara imza atılması bekleniyor. 

Türkiye’de akaryakıt piyasasında dolar ve uluslararası petrol fiyatları baz alınarak hesaplama yapılıyor ve buna göre benzinde ve motorinde pompa fiyatları düzenleme kapsamında güncellenerek bildiriliyor. Aynı şekilde LPG piyasasında da düzenleme yapılıyor ancak diğerlerinin aksine çifte vergilendirmeden dolayı piyasada birbirinden farklı pek çok fiyat oluşuyor. 

Litrede 38 kuruş fark ‘kötü yola’ itiyor

LPG piyasasındaki bazı oyuncuların ÖTV sahtekarlığına başvurmasının önünde yatan sebep otogaz ve tüplü-dökme gaz arasındaki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) farkından kaynaklanıyor. Tüplü LPG’de ton başına alınan ÖTV tutarı 1.210 TL’ye karşılık gelirken, otogazdaki ÖTV 1.778 TL’yi buluyor. İşte aradaki bu 568 TL’lik fark, bir diğer ifadeyle litrede 38 kuruşluk fiyat farkı, kaçakçıların bu yola başvurmasının önünü açıyor. Gazı düşük ÖTV ödeyerek satın alan ve piyasada düzgün iş yapan oyuncuların bir anda fiyat olarak önüne geçmeyi başaran bu şirketler, düşük ÖTV’li aldıkları bu gazı piyasada otogaz olarak satıyor. 

Elde ettikleri bu avantajı, benzin veya motorin piyasasının aksine, aşırı indirimler yaparak ucuz otogaz satan bu firmalar, bir yandan haksız rekabete sebep oluyor, diğer taraftan da devletin milyarlık vergi kaybının önünü açıyor.

89 lisanslı şirket var tam 75’inin bayisi yok

Piyasada tüpgaz satışı için LPG alımı yapmak üzere 89 şirketin lisans aldığı biliniyor. Bununla birlikte bu 89 şirketin 75’inin, bir diğer ifadeyle her 10 şirketten 9’unun tüpgaz satışı için herhangi bir bayisi bulunmuyor. Bu lisansları kötüye kullanan şirketlerin, piyasadan düşük ÖTV’li gaz alarak, bunu evrak oyunlarıyla pazara soktuğunun açık ispatlarından birinin de bu rakamlar olduğu anlatılıyor.

SEKTÖR MEŞRU REKABET İSTİYOR

Milyonlarca araç tarafından kullanılan LPG’li araçlara, otogaz yerine daha düşük ÖTV’li tüplü ve dökme gaz doldurarak, evrak sahtekarlıklarıyla bunu araçlara yasadışı satarak haksız kazanç elde eden firmalar, bir yandan tüketicileri kandırıyor, diğer taraftan devleti milyarlarca liralık zarara uğratıyor. 

Hiçbir standart ve denetimin olmadığı kaçak gaz satışı, istasyonlarda birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Dökme gazın, oto gaza transferi, araçlar için hem tehlikeli hem de LPG’ye ilişkin yasalara tamamen aykırı durumda.
Konunun uzmanları, otogaz ve tüplü gazlarda tek ÖTV oranı, dolayısıyla tek fiyat uygulamasıyla kaçakçılığın son bulacağını belirtiyor. 

Maliye Bakanlığı ve Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’nun (EPDK) konuyla ilgili denetimleri sonucunda, önümüzdeki dönemde konu lisans iptaline kadar taşınabilir.