PETROL fiyatları dün 52.61 dolar ile son dört ayın zirvesini gördü. Bundan bir önceki zirve haziran ayında görülen 52.54 dolardı. Petrol fiyatlarında son günlerde görülen artışın başlıca sebebi Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) petrol üretimini kısmaya yönelik Cezayir’de aldığı karar. Cezayir’den çıkan bu uzlaşma, aslında konunun tekrar kasımda görüşülmesine yönelik “gayri resmi” bir karar ve henüz ne bir kota belirlendi, ne de herhangi bir kısıntı yaşandı. Ancak yine de psikolojik tepki sonucu petrolde hareketlilik yaşanıyor. Bu da tam olarak OPEC’in istediği durum. Zira örgütün günlük petrol üretimini 33.2 milyon varilden 32.5 milyona kısma kararının amacı, petrol fiyatlarını yeniden yükseltebilmek. Yalnız piyasada petrol bolluğu olduğuna dikkat çeken uzmanlar, arzın bugün talebin yaklaşık 500 bin varil/gün üstünde olduğunu vurguluyor. Ve kısa vadede petrol fiyatlarında hızlı bir toparlanma beklemiyor. Petrol fiyatlarının düşmesi, petrol üreticisi ülkeler için kötü haber olsa da, artması Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeleri etkiliyor. Uzmanlara göre, Türkiye açısından en hızlı etki, petrol fiyatlarındaki artışın Türkiye’nin cari açığını olumsuz etkilemesi. Bu unsur, döviz kurundaki kötüleşme ile birleşince özellikle akaryakıt fiyatlarında artış olarak kendini gösteriyor.

SONUNDA PES ETTİ
Petrol fiyatlarındaki düşüşe daha fazla dayanamayan OPEC ülkeleri, üretimi kısma kararı aldı. Hatta dün yaptığı açıklamayla kısıntı miktarını arttırabileceği sinyalini de verdi. Cezayir Enerji Bakanı Nureddin Bouterfa, bir TV kanalına yaptığı açıklamada “Piyasayı kasım sonunda Viyana’da değerlendireceğiz ve eğer 700 bin varil (kesinti) yeterli değilse bunu daha yukarı çekeriz. Madem ki artık OPEC birlik içinde ve tek sesle konuşuyor, o zaman her şey daha kolaylaşır. Eğer yüzde 1 kısıntı daha yapmak gerekiyorsa bunu yaparız” dedi. Dünya petrol üretiminin hemen hemen üçte birini gerçekleştiren OPEC, Rusya ve ABD gibi yeni üreticilerin ortaya çıkmasıyla pazardan pay kaybetmemek için iki yıldır üretimi kısamıyordu. Ancak 2014’ten bu yana gerileyen fiyatlar, birçok petrol ülkesini zor durumda bıraktı. Bu nedenle OPEC ülkeleri artık inadı bırakarak, üretim miktarlarını arttırmama yönünde uzlaşma yolunu seçmiş gibi duruyor. Ancak uzmanlar, OPEC’in bu hamle ile istediği sonucu alacağından şüpheli.

BAKALIM RUSYA UYACAK MI?
ENERJİ piyasası uzmanı Cüneyt Kazokoğlu, OPEC kararının perde arkasını ve piyasaya olası etkilerini şöyle değerlendiriyor: “İki ay içinde üretimi günde 700 bin varil kısma kararı, OPEC’in son 8 yılda aldığı ilk üretim kısma kararı. Fakat bu karar piyasa arz talebi açısından önemli değil, çünkü kasım geldiğinde OPEC karar kapsamı haricinde kalan Nijerya, Irak, belki bir miktar İran artışı ile 34 milyon varil/gün’e ulaşabilir. Bu durumda 700 bin varil/günlük bir kısma OPEC üretimini zaten ancak Cezayir öncesi seviyeye indirir. Kararın arkasında iki önemli unsur var: Suudi Arabistan’ın üretimini 10.7 milyon varil/gün seviyesinde sabit tutması zor. İran’ın da uluslararası yatırımlar olmadan şimdilik 4 milyon varil/gün seviyesini sürdürmesi güç. Her halükarda piyasalar için OPEC kararı beklenen psikolojik tepkiyi yarattı ve fiyatları artırdı. 50 dolar seviyesindeki petrol fiyatları OPEC için de şimdilik makul. OPEC’in kendi içinde ciddi bir karar alması 2017 sonu ve 2018 başını bulur. Ana unsur, önümüzdeki yıl artacak petrol talebi ile uluslararası petrol stoklarında elle tutulur bir düşüş görüp görmeyeceğimiz. OPEC haricinde piyasa dengesi açısından Rusya etkenini de unutmamak lazım. Rusya, eylül ayında 11.1 milyon varil/gün ile Sovyet sonrası üretim rekoru kırdı. Rusya’nın OPEC kararına uyum sağlaması ya da işbirliği yapması da çok düşük bir ihtimal.” 

ENERJİ İTHALATI  DÜŞÜK ÇIKACAK
PETROLDEKİ gelişmeler petrol ve doğalgaz ithalatçısı olan Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Petrol fiyatı yükselince enerji faturamız büyüyor. Goldman Sachs, OPEC’in üretimi kısma kararıyla, gelecek yılın ilk yarısında fiyatların 7 dolarla 10 dolar arasında yükseleceğini tahmin ediyor. Ekonomi yönetimi tarafından da sık sık dile getirildiği gibi petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş Türkiye ekonomisinin cari açığını 4 milyar doların üzerinde azaltma potansiyeline sahip. Yalnız uzmanlar petrol fiyatındaki düşüş oranının, gaz ve diğer petrol ürünlerine aynı oranda yansımadığını, bu nedenle cari açığa etkinin daha kısıtlı kalabileceğini söylüyor. Global Energy Research Partners Araştırma ve Strateji Direktörü Emin Danış, şunları anlatıyor: “Brent petrolün yıllık ortalama varil fiyatı 2011 yılında 111.26 dolar olurken, 2014’de 98.97 dolara geriledi. 2015’de ise 52.32 dolar oldu. Bu yıl fiyatlar 30 doların altını gördü. Türkiye’de 2011 yılında cari açığın GSYH’ya oranı yüzde 9.6 olurken, enerji hariç oran yüzde 3.5 olmuştu. 2015’de ise cari açığın GSYH’ya oranı petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle yüzde 4.5 olurken, enerji hariç oran yüzde 0.2 oldu. Petrol fiyatlarındaki düşüşün cari açık üzerindeki etkisi net şekilde görülürken, petrol fiyatlarının gelecek yıllarda tekrar artmaya başlamasıyla birlikte cari açık da artışa geçecektir. OPEC’in kısıntı kararının petrol fiyatları üzerindeki asıl etkisini 2017’de ortaya çıkacak. Bu yüzden Türkiye’nin enerji ithalat faturası üzerindeki asıl etkisi gelecek yıl görülecek. Bununla birlikte Türkiye’nin 2012’de 60.1 milyar dolara kadar çıkan enerji ithalatı, petrol ve gaz fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak 2015’de 37.8 milyar dolara kadar geriledi. Bu durum cari açık açısından çok önemli bir gelişme. 2016’nın 8 aylık döneminde de toplam enerji ithalatının 17.4 milyar dolara gerilediğini görüyoruz. 2016’da yıllık ortalama petrol fiyatının geçtiğimiz yılın altında kalacak olması, yılın tamamında Türkiye enerji ithalatının kurlardaki artışa rağmen geçtiğimiz yılın oldukça altında kalacağını gösteriyor.”