Farklı ve özgün mimari yapılar hemen hemen bütün dönemlerde herkesin ilgisini çekmiştir. Bu tür binaların göze çarpmalarının en büyük nedenlerinden biri de en yüksek, en büyük hatta bazen de en yamuk gibi nitelikleriyle haberlere konu olmalarıdır. Peki tasarım açısından hemen her yerde görebileceğiniz ancak bulunduğu yer itibarıyla oldukça dikkat çekici bir evin hikâyesini öğrenmeye ne dersiniz? Sırbistan’daki tahta ev Bajina Basta kentine komşu olan Drina Nehri’nin ortasındaki bir kaya parçasının üzerinde yer alıyor. İşin ilginç yanı şu ki, uzaktan bakıldığında son derece narin görünen bu küçük ev bugün 50 yaşına merdiven dayamış durumda.

Sırbistan’daki tahta ev

Bob Ross resimlerinden fırlamış gibi görünen bir atmosferde 1968 yılında inşa edilmeye başlanan Sırbistan’daki tahta ev, o dönemde nehirde yüzen bir grup gencin dinlenme ihtiyaçlarını karşılamak üzere ortaya çıkıyor. Henüz ev fikri akıllarına düşmeden önce bu gençler nehrin ortasında bulunan büyük bir kayanın üzerinde mola veriyorlar. Zaman içinde daha rahat bir yerde dinlenme istekleri, onları kıyıdaki eski bir kulübenin tahtalarını bu kayanın üzerine yerleştirmeye itiyor. Ancak kayanın üst yüzeyine sabitledikleri tahtaların üzerine şezlong da taşıyan gençlerin hazırladıkları bu platform, aynı yılın sonbahar mevsiminde Drina Nehri’nin sularına kapılıp yıkılıyor.

Gençlerin doğaya karşı savaşı

Normalde böyle tatsız bir sonun hayal kırıklığı yaratması beklense de sonraki sene, o zaman 17 yaşında olan Millija Maldic kayanın üzerine bir kulübe inşa etme fikrini ortaya atıyor. Maldic ve arkadaşları, tekne ve kayakların yardımıyla taşıdıkları malzemeleri kullanarak yıllar içinde bir cazibe merkezi haline gelen bu etkileyici kulübeyi inşa ediyor. Bu yolla taşıyamadıkları daha büyük malzemeleri nehrin yukarı bölgesinden suya bırakarak kayanın olduğu kısımda yakalamayı başarıyorlar. Bölgenin gençleri için özel bir anlam ifade eden bu kulübe yıllar içinde doğa koşulları karşısında defalarca yıkılsa da yerel halk burayı her seferinde yeniden inşa ederek bu zorlu şartlara meydan okumayı sürdürüyor.

Beklenmedik şekilde gelen ün

Evin tanınması ise Macar asıllı bir fotoğrafçı olan  tarafından fotoğraflanması sonucunda mümkün oluyor. Sanatçının çektiği fotoğraflar National Geographic dergisinde yayımlandıktan sonra bölge, dünyanın her yerinden çok sayıda turistin ilgi odağı haline geliyor. Öyle ki Sırbistan’daki tahta ev Drina Nehri’nin bir simgesi olarak görülüyor. Aynı zamanda bölgede 1980 yılından itibaren düzenlenmeye başlanan ve Batı Sırbistan’ın en popüler yaz rafting etkinliğine dönüşen Drina Regatta adlı geleneksel bir festivalin de ilham kaynağı olma özelliği taşıyor.