Ulu Önder Atatürk'e göre çocuk demek "sevgi" demekti. Ve bu yüzdendir ki sevdiği kişilere yaşı kaç olursa olsun "çocuk" derdi. Ben de Ata'mızın yolunda yetişen, O'nun ışığında büyüyen ve yürüyen bir çocuğum.

Çocukluğumda okuldaki sıra arkadaşımla birlikte ağladığımız günü hatırladım bu sabah. İlk okul üçüncü sınıftaydık. İlk okul öğretmenimiz bize O'nu öyle güzel anlatır ve anlattıkları içimize öyle güzel işlerdi ki; dersin bitmesini hiç istemezdik. Hayat bilgisi kitabımızın içinde o zamanlar neresi olduğunu bilemediğim Dolmabahçe Sarayı'nda, yatağında gözü kapalı yatarken olan resim vardı. Resme baktıktan sonra başladık arkadaşımla ikimiz iki yandan ağlamaya. Bir taraftan da öğretmenimizi dinliyorduk. Hastalığından bahsediyordu. Bizi fark etmesinler diye başımızı öne eğsek de öğretmenimiz bizi görmüş ya da sesimizi duymuş olmalı ki yanımıza geldi. "Neyiniz var" diye soramadan Hatice "Atatürk öldüğü için öğretmenim" deyiverdi. Biz O'nu, O da çocukları çok seviyordu. Bu yüzdendi okuldaki o göz yaşlarımız.

Büyüdüm ve hayat bir çok kişiyi oradan oraya savurduğu gibi beni de İstanbul'a savurdu. Geçtiğimiz yıl 23 Nisan'dı. Dolmabahçe Sarayı'na ziyarette bulundum. Özel bir gün olduğu için kalabalıktı, oldukça fazla ziyaretçi vardı ve çoğunluğu yine çocuklardı. Atatürk'ün odasına doğru ilerledim sarayın içinde. Uzun bir sıra vardı. Heyecanlı bir bekleyişin ardından nihayet sıra bana gelmişti. Odanın içinde ise derin bir sessizlik ve ciddiyet vardı. O an hiç büyümediğimi ve çocuk kaldığımı sandım. Sıra arkadaşımla aramıza oturup ikimizi de sevgisiyle sarıp sarmalayan öğretmenimizin "canım kızlarım benim" deyip sımsıkı sarıldığı o gün, sıra arkadaşımla dakikalar süren ağlayışımız ve sonra kitaptaki resim... Bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden. O'nun sevgisi satırlara sığmaz, anlatsam sayfalar yetmez bana. Gözlerimden süzülen yaşlarla ayrıldım odasından Ata'mızın.

Çocuk sevgisi sevginin en saf en doğal halidir. Kirlenmemiş, tertemiz ve saftır. Bizlere düşen bizden sonraki nesillere bu sevgiyi tıpkı bize öğretildiği gibi aktarmak ve yaşatmak.

www.songulbagiran.com