Habertürk Gazetesi, geçen ay definecilerin İstanbul, Kemerburgaz’da 150 kilo altın için tarihi su kemerlerinin altını nasıl oyduğunu haberleştirmişti. Şimdi de Kemerburgaz’daki 125 yıllık Rum Kilisesi’nin nasıl buzhaneye çevrildiğini gündeme getiriyor. Gazete Habertürk'ten Hasan Örnekoğlu'nun haberine göre; 1923’te mübadele sonrası Kemerburgaz bölgesini terk eden Rumlardan kalma 125 yıllık tarihi Rum Kilisesi, tanınmayacak bir halde. Yıllarca boş kalan kiliseyi bölge halkı önce kışlık sinema salonuna çevirdi. Tarihi kilise, daha sonra tarihi dokusu değiştirilerek buzhaneye dönüştürüldü. Bölge halkından ahşap-mermer olduğunu öğrendiğimiz dış cephe duvarları sıvayla kaplandı, bir kısmı da boyandı. Tarihi yapının kilise olduğunu gösteren tek bir şey var o da arka duvarında asılı üstünde çift başlı kartalın bulunduğu künye. 540 metrekare arsa üzerine kurulu olan kiliseyi vakıflar kiraya vermiş. Kiralayanlar da tarihi yapıyı buzhaneye çevirmiş ve 30 yıldır da bu şekilde kullanıyor. ‘CAMİ OLABİLİRDİ’ Rum Varlıkları Derneği Başkanı andon Parizyanos, terk edilen kiliselerin çoğunun amacı dışında kullanıldığını söylüyor. Şanslı olan bazı kiliselerin de devlet tarafından onarılarak restore edildiğini belirten Parizyanos, bu kiliselerin bazılarının sinema, depo ya da değirmen olarak kullanıldığına şahit olduğunu belirtiyor. Parizyanos, bu yapıların müze ya da ibadethaneye dönüştürülmesinden yana. Parizyanos, bu yapıların amaçları dışında kullanılmasına üzüldüklerini belirterek, şunları dedi: “Eskiden kilise olan ve şimdilerde restore edilip Alaçatı’da cami olarak kullanılan bir yapı var. En azından kilise olmuyorsa cami ya da kültür merkezi olabilir. Kemerburgaz’daki eski kilise ise üzerindeki yazıdan anladığım kadarıyla 1892’de inşa edilmiş. İsa’nın baş harfleri yazıyor. O yazıyı görünce oranın ibadethane olduğunu anlıyoruz. Çift başlı kartal ise Bizans’ı temsil eder.” KİMİSİ TİS THEOTOKU Kilisenin geçmişini anlatan araştırmacı yazar Ari Çokona, Kemerburgaz’ın Bizans döneminden kalma bir köy olduğunu, Meryem Ana’nın ebediyete intikaline vakfedildiğini anlatıyor. Meryem Ana’nın ölümü anısına bu kilisenin yapıldığı bilgisini veren Çokona, kilisenin adının ise “Kimisi tis Theotoku” olduğunu belirtti. Rumların bölgeden ayrılmasıyla kilisenin de kapandığını anlatan Çokona, Rum vatandaşların her yıl 15 Ağustos’ta kiliseyi ziyaret ettiğini söyledi. Kilisenin mevcut haline ilişkin aradığımız Vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğü bilgi vermedi. ESKİDEN KALAN TEK KARE O dönemdeki kiliseye ait bulabildiğimiz tek fotoğraf, mahalle esnafının duvarında asılıydı. Tarih 16 Kasım 1938. Fotoğrafta ‘Kurnaz Süleyman’ lakabıyla tanınan bir kişi at arabasının üzerinde poz veriyor, arka manzarası ise kilise.