Güzel bir gün, her ne kadar yorgun olsanız da kendinize bir söz verdiniz. Bugün çocuğunuzla uzun uzun ders çalışacak ya da eğitici aktivitelerde bulunacaksınız. Üzerinizdeki bu rolü başarılı bir şekilde taşımak, gerekli enerjiyi ve performansı göstermek için bazı şeyleri teknik olarak bilmeniz yeterlidir. Beden dili ve mimikler bu noktada size yardımcı olacaktır. Çalışmaya başlamadan önce sessiz bir odada güzel bir ortam kuralım. Yan yana iki sandalyede, çocuklarımızla yakın olalım. Çok ciddi duruşlardan ve sıkıcı konuşmalardan kaçınalım. Ders vermek ya da öğüt vermek yerine, şu şekilde ifadeler kullanmak hoş olabilir: “Kızım, şöyle yapsan iyi olur, sana güveniyorum, başarılı olacaksın, daha fazla çabalamalısın.” Çok fazla dil dökmenize de gerek yok çünkü iletişimin %7’si gibi küçüçük bir bölümü sözel yapılıyorken, %23’ünü ses aracılığıyla ve kalan %70 gibi büyük bir bölümünü ise beden dili ile tamamlıyoruz. Bu bağlamda beden dilinin ne kadar önemli olduğunu kabul etmeliyiz. Peki beden dili nedir? Beden dili karşı taraftan gelen uyarıcıların doğru anlamlandırılmasını sağlayan jest, mimik ve hareketlerin bütünüdür. En önemli öğesi ise gözdür. Çocuğumuzla konuşurken onun yüzüne bakmak kendisine verdiğimiz değerin ifadesidir. Beden dili kolaylıkla empati kurmamızı sağlar. Karşılıklı ruh hallerinizin anlaşılmasıyla, iletişime rahatça geçersiniz.

Beden dilinin ebeveyn-çocuk ilişkisinde etkin kullanımı nasıl gerçekleşir?
*Örneğin; önemli bir konudan bahsediyorsanız, dik durmanızı öneririm. Otoritenin siz olduğunu bu şekilde dinleyici konumundaki çocuğunuz anlamalı. Gerekli uyarıyı yaptıktan sonra tekrar onun yanına oturup, aynı seviyede göz temasında bulunabilirsiniz. Sürekli kabarırcasına çocuğunuzu gölgeleyip, korkutmanın bir anlamı yok. Bağırıp çağırma gibi davranışlar biz ebeveynlere yakışmaz, o nedenle kendinize her zaman hakim olmalısınız. Hareketlerinizi gözden geçirmelisiniz.

*Yüz kaslarınızı rahat bırakın ve gülümseyin. Gülümsemek, otoriteyi sağladıktan sonra çocukları rahatlatır ve size olan sevgisini yeniden kazanmanıza yardımcı olur.

*Onu dinlerken, göz temasınızı asla kesmeyin. Göz teması aranızdaki iletişimin adeta bir bağı gibidir. “Gözler gerçekten ruhun aynasıdır.” Gözler ile yüz ifadenize farklıklıklar katmanız mümkündür. Gözlerinizi açarsanız şaşkınlık dolu bir ifade kazanırsınız. Gözlerinizi kısarsanız kızgın görünürsünüz. Göz kırparsanız sempatik ve onaylayıcı bir işaret verirsiniz.

*Kişisel imaj beden dilinin parçasıdır. Örneğin gözlük takan ebeveynler çocuklarının gözünde daha ciddi bir duruş sergilerler. Bu çocuklar “Benim babam çok sert biri ve gözlük kullanıyor” gibi komik ifadeler de bulunurlar. Ayrıca gözlüklü bir öğretmen de her zaman otoriter bir havaya bürünür.

Çocukların beden dilini biliyor muydunuz?
*Çocuklarla çalıştığım özel bir kurumda değişik gözlemlerim oldu. Çoğu çocukta, zor bir görev karşısında pes ettiğini gösteren bedensel dışavurumları gördüm. Bu çocukların kollarını iki yana bırakarak düşünceli düşünceli sağa sola yürüdüğünü söyleyebilirim; çünkü kendi içlerinde aradıkları cevapları bulamadıklarında düşünceli olurlar. Çocuklar, sözel ifadelerini zamanla geliştirirler bu nedenle kendilerini beden diliyle ifade ederler.

*Sohbet sırasında elinizde olmadan öfkelendiniz ve sesinizi biraz yükselttiniz. Çocukların ve gençlerin kulakları yüksek ve tiz sese duyarlıdır. Anında tepki verecek ve elleriyle kulaklarını kapatacaktır ya da bulunduğunuz yerden uzaklaşacaklardır.

*Sıcacık bir gülümsemeyle ellerini iki yana açarak giren çocuk, muhakkak istediği bir şey olduğu için mutludur. Bu mutluluğunu ilk olarak, sizinle paylaşmak ister. Bu durumda onu asla redetmeyin. Siz de kollarınızı açıp, ona sımsıkı sarılın.

*Eve geldiniz ve çocuğunuza bakmak için odasına girdiniz. Onu masasında iki elini yumruk yapmış, düşünceli bir şekilde otururken buldunuz. Bir sıkıntısı olduğunu söyleyebilirim. Onun cesaretini kıracak bir olay gerçekleşmiş ve o bu durum karşısında ümitsizliğe kapılmış olabilir.
Onunla şakalaşın ve elinizden geldiği kadar onu anlamak için empati kurmaya çalışarak, sorular yönelterek olayın derinine inmeye çalışın.

*Kendine güvenen çocuk dik durur ve bacaklarını iki yana açarak yere basar. Ben hazırım ve kendime güveniyorum mesajı verir.

*10-12 yaşından önce çocuklar, istemedikleri şeylerden uzak dururlar. Hoşlanmadıkları kişlerden de kaçarlar. Bu yaşa kadar olan dönemde çocuk güvende olmayı ön planda tutarak, ailesi dışındaki dış dünyayla fazla ilgilenmez.
Öğretmenlerin aileden beklentileri nelerdir? Öğretmenin işini biz veliler nasıl kolaylaştırabiliriz?

*Çocuğunuza okuma alışkanlığını kazandırmak için, okuldan sonra evde okuma çalışmaları yapabilirsiniz. Okuduğunu anlama çalışmaları çocukların gelişimi için çok önemlidir. Bu nedenle okul dışında da çalışmalara devam edilmelidir.

*Okuma, güzel yazma ve matematik dersleri ile ilgili çalışmaları, diğer arkadaşlarıyla oluşturduğunuz gruba liderlik ederek yönetebilirsiniz. Her hafta düzenli olarak ebeveynler sırasıyla bu öğrenci gruplarına öncülük edebilirler.

*Odasının duvarına mantar panolardan asarak gündemde olan önemli çalışmaları, projeleri, ders saatlerini oraya not edebilirsiniz. Zamanla çocuğunuzun da kendi kendine bu panoya notlar almasını alışkanlık haline getirerek, ona sorumluluk bilincini aşılayabilirsiniz.

*Yaptığınız güzel atıştırmalıkları arada sırada okula yollamalısınız. Örneğin; bahar yaklaşıyorsa taze meyvelerden oluşan kekler ya da pastalar yapıp, okulda hem öğretmene hem öğrencilere güzel bir jest yapabilirsiniz. Öğretmenler gününde yine tüm sınıf için bir pasta yapabilirsiniz. Bu jestler sayesinde öğrenciler ile öğretmen ve veli işbirliği ortama samimiyet katacaktır.

*Sınıf hocasına yardımcı olmak adına teknolojik cihazları kullanıyorsanız, okulda kısa seminerler verebilirsiniz. Bu seminerlerde bilgisayarın kullanımı hakkında bilgileri çocuklara aktarabilirsiniz. Günümüzde okullarda teknolojik destek verilmekte ancak bazı okullarımızda maalesef bu imkanlar olmadığı için öğretmenler ve okullar yardım beklemektedir.

*Zaman zaman çocuğunuzun kalem kutusunu kontrol edin. Kalemlerinin ucunu açarak, kullanıma hazır hale getirin. Okulda çocuğunuz yazı yazmak istediğinde materyallerini hazır bulabilmelidir. Defterleri ve kitapları mutlaka kaplanarak daha sağlam hale getirilmelidir.

*Okul kurallarına uygun kılık-kıyafet hazırlığını evde sağlayarak, çocuklarınıza yardımcı olmalısınız.

www.gulsahaltuntecimcagatay.com