Uzun zamandır aklımdaydı bu konu hakkında bir şeyler yazmak. Muzdaribim efendim! Bu konudan muzdaribim! “Onu mu yazsam, bunu mu yazsam?” diye kendime sorarken sonunda bunu yazarken buldum kendimi. Son zamanlarda çok mağdur olduğum, çokça şikayet ettiğim bir sıkıntıdan bahsedebilirim belki.



Merak Etmemek!
Evet konumuz merak ve merak etmiyor oluşumuz…

İzinizle sormak isterim; 

Merak hapı alıyor musunuz?
Yani;
Ne kadar meraklıyız? 

Neden merak etmeliyiz? 

Peki, siz meraklı mısınız?

Peki günde kaç doz merak hapı alıyorsunuz? 



Ben üzerinize afiyet bu konuda oldukça görgüsüzüm bolca alıyorum merak hapından. Belki de en çok övündüğüm görgüsüzlüğüm. Sakın yanlış anlamayın böbürlenmek için değil sadece hep faydasını gördüğüm için kendimden örneklerle bahsediyor olacağım. 


 
Şimdi merak dedim de neyi kastettim? Yok yan komşu ya da herhangi biri ne yapmışı değil, çevremizi merak ediyor muyuz? Onu sormak istemiştim=)
 


İnsanız ya hepimiz hata yapabiliyoruz bazen ama bazı hatalar bizi sığlaştırıyor. Hele de bu hatalar zamanla alışkanlık haline geliyorsa. Ve belki de son zamanlarda en sık rastladığım hatalarımızdan biri de merak etmiyor oluşumuz. Yani bizi geliştirecek şeyleri…
 


Mesela şimdi sorsam tüm kadınlar en iyi kaş dövmesinin nerede yapıldığını tek bir ağızdan haykırabilir, tüm beyler ise en pahalı arabayı… 


 
Şimdi hepimizin hoşuna gider ama şurada iki dakika lafın belini kırsakta yeni transferlerden bahsetsek ya da bilmem ne dizisinin bu hafta ne olacağından? Ya da en popüler restoranları...
 
Yani kısaca biz, bizi günlük geçirebilecek sorular dışında çok soru sormuyoruz.
 
Peki bu bizi nereye götürür? EN yakın alışveriş merkezine ya da en güzel restorana...




Tabii ki de bunları da merak etmeliyiz! Bunlar hakkında da bilgi sahibi olmalıyız. Ama bunlar tüm günümüzü geçireceğimiz sorunlar ya da sorular bunlar olmamalı diye düşünüyorum.

Sonuçta hayatımızı kurtaracak olan ya da bizi ileriye taşıyacak olan konular bunlar değil. Onları da bilelim onlar da popüler kültürün getirdiklerinden, genel kültürün bir parçası! Benim gözlüklü bir teyze gibi “bilimsel şeyleri bilin efendim gerisi faso fiso” gibi bir argümanım da yok. Öyle insanları da çok sevmem zaten. 

Başlı başına tek bir konuya hakim olan tüm dünyası o olan insanlar da bana bir şey katmaz. Çok yönlü olmalıyız, işte merak onu geliştirir.
 
Mesela şunları da bilmeliyiz Aşık Veysel neden “on par’etmez güzelliğin bendeki bu aşk olmasa?” demiş biliyor muyuz? Merak edenler buraya tıklayarak oğlunun sözleri ile dinleyebiliriz o hikaye doğru mu değil mi? (http://www.mynet.com/tv/asik-veyselin-yanlis-bilinen-hikayesi-vid-2299549/ )  Mesela kavuk Ferhan Şensoy’da önce kimdeydi kime geçti? Şimdi kimde? Mesela Cem Seymen ne anlatıyor? dinlemeliyiz işte. Dinlemek isteyenler için buyrun linki de burada...  http://tv.cnnturk.com/paradedektifi
 


Aman bilsek ne olur. İşte diyorum ki, merak etsek, öğrensek, araştırsak ve bilsek güzel şeyler olur.
 


Mesela belki şunları da sormalıyız;  
Burası neden böyle çöp kokuyor?
Belki arkasından şunu da sorabiliriz?
Dünyada çöp kokularını nasıl çözmüşler? 


Yani aslında diyorum ki, çözümü bulmak puzzle’ı bitirmekse, biz de bir katkıda bulunalım, birlikte bitirelim şu puzzle’ı! İşte merakta içimizde o parçayı eklemeyi tetikleyecek, bizi harekete geçirecek güç!
 


Peki, çok meşhur bir sınav sorusu vardır hepimiz izlemişizdir sosyal medya da, okulda çalışan kat görevlisinin adı? Biliyor muyuz? Tanıyor muyuz? Hayat hikayelerini biliyor muyuz? Bilmeyenler izlemek için buraya tıklayabilirler… 

 https://www.youtube.com/watch?v=aDdzAdDjydw
 
“Ama bize ne ki?” değil mi? Ama bize, hepsi bize! Yani sadece kaşlarımızı nasıl daha dolgun göstereceğimiz, hangi takımın şampiyon olduğu ya da bir arabanın kaç yaptığı maalesef başlı başına yaşamamız için yeterli değil yani bizi bir yere götürmüyor.

Ninelerimiz, dedelerimiz ne çok şey biliyorlar değil mi? Mesela ben dedemle geçirdiğim anları, bana anlattıklarını hiç unutmam...  
 
Peki yarın öbür gün torunlarımız bize sorduğunda hangi konuda onlara unutamayacakları zamansız hayat dersleri veriyor olacağız? 


 
“Aman Müge, zaten nesil değişiyor… Ne gerek var böyle bilgilere… Önümüzdeki nesilde zaten bunlara ihtiyaçları olmayacak zaten”  diyorsunuz değil mi? Peki ileride bizi neler bekliyor biliyor muyuz? Geçmişi değil de geleceği merak ediyor muyuz?
 


O zaman uzay hekimlerini duydunuz mu? Kaynaklar der ki; uzaya seyahatler başladığında vücutta değişiklikler görüleceğinden bu etkileri tedavi edebilen ve bunları anlatacak hekimlere ihtiyaç olduğundan bahsediliyor. 




 
Kendimiz dışında ve kendimiz hakkında konuşabildiğimiz şeyler dışında hiçbir şeyi merak etmiyoruz. Bencillikten kaynaklı kendimizi çok önemli sanma sıkıntısı da baş gösterdi. 


 
Bizi ilgilendirmese bile merak etmeli aslında. Şimdi kızıyorsunuz belki, sen kimsin de bize bir şeyler öğretiyorsun diyeceksiniz. Kesinlikle öyle bir niyetim yok! Yanlış anlaşılmak istemem. Ama işte işimiz olmayan şeyi merak etmemek bizi bir yere götürmüyor bu da beni üzüyor. Çünkü maalesef bu iş yaşamına sirayet ediyor ya o noktada ben daha da dertliyim. Yaptığımız iş alanında yeni neler var oluyor onu bile merak etmez hale geliyoruz. Birbirimize katkımız da olmuyor zaten. 9-6 robotlara döndük, paramızı alıyor muyuz? Tamam o yeterli. Geliştirme? Araştırma? Birçoğu için hala yok!
 


Şu zamana kadar çalıştığım tüm işlerden soğumamın nedeni buydu aslında temelde. Kimsenin çok merak etmiyor olması. 


 
“Nasıl yapılmış peki, örnekleri ne?” dendiğinde gelen örnekler rakiplerin.

Peki bu iş dünyada nasıl yapılmış?”  
Yani bu devirde merak etmemeyi, soru sormamayı anlayamıyorum. Hepimiz istisnasız yabancı dil biliyor hale geldik. İşimize gelen şeylerde ne de güzel bilmese bile çözüyoruz o yabancı dilleri.. 


 
“Hadi canım Müge sende, ne alakası var?” diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.
 
Belki de “sende ne çok biliyorsun…” diyorsunuz. Yok çok bildiğimden değil, gözlemlerimden… 
Bana bugüne kadar tanıştığım herkes istisnasız birkaç sohbet sonrası ne kadar meraklısın dedi. Bakın bende süreç nasıl işliyor… Bilmediğim bir şey geçiyorsa konuşmada ben orada takılı kalıyorum, ardından anlatana soruyorum bilmiyor mu? İşte benim için en zahmetli dakikalar başlıyor; araştırma. O an ben ortamdan kopuyorum başlıyorum elimdeki telefonla araştırmaya. Bulamazsam değil, ben seneler içinde bunları bulabilmenin yollarını öğrendim. Yoksa dedim ya o şarkı sözü bile olsa deliriyorum. Mesela şu an delirdiğim nokta Vodafone reklamlarındaki uzun hava kimin? Bulamıyorum! 



 https://www.youtube.com/watch?v=xwaNOcebwZ0
 
“En önemli şey sorgulamaktan vazgeçmemek!” 
Einstein 


 
MERAKLI OLMANIN FAYDALARI!
Yukarıda meraklı olmamak ile ilgili problemimize değindiğim ve şimdi sıra geldi bunu pekiştirmeye. Berkeley Üniversitesi platformlarından biri olan Greater Good web sitesinde Emily Campbell tarafından yazılan yazıda merakın faydalarından bahsetmiş. Ve kendimce sizler için özetliyorum... 



Yazı linki http://greatergood.berkeley.edu/article/item/six_surprising_benefits_of_curiosity
 
 
 
Gel hanım gel!
Efendim sosyal, duygusal ve hatta sağlık açısından bile faydaları var! 


 
Neden Neden Ailesi!
İzlemiş miydiniz? Hala izleyebilirsiniz bence… Bu çizgi filmde aile bireyleri çocukların merak ettikleri soruları yanıtlıyor.  Yaşımızın önemi yok, ne çizgi film izlemek için ne de merak etmek için… Öğrenmek bir kilitse anahtar merak! Unutmayın! 


 
Hayatta Kalmamıza Yardımcı Oluyor! 

Mucize hap! Keşfetmeyi besliyor, öğrenmeye karşı hep uyanık kalmamızı sağlıyor, değişen çevremizin farkında olmamızı destekliyor. Şimdi efendim tüm bunlar, yeni şeyler keşfetmemiz ise dopamin salgılanmasını yani kendimizi mutlu hissetmemizi sağlıyor. 


Meraklı insanlar hep mutlu! 

Araştırmalar merak ile olumlu duygular arasında pozitif korelasyon olduğu, meraklı olmanın endişeyi düşürdüğü, hayattan tatmini artırdığı ve psikolojik olarak daha iyi hissettirdiği söylüyor.
 


Başarıyı Artırıyor!

Merakın başarıyı artırdığı da bir diğer araştırma sonucu. Meraklı olmanın okul eğitiminde ya da iş yaşamında yapılan işten daha fazla zevk almayı ve çalışma performansını olumlu yönde desteklediği bulgular arasında. Çok klişe ama yaptığımız işi ya da ödevi ne kadar merak edersek o kadar çok ilgilenir ve o daha çok emek sarf ederiz. 

Sizce de öyle değil mi?
 
Empati, Empati ve Empati! 

Maalesef genel olarak son zamanlarda tüm toplumların ortak sıkıntısı em-pa-ti! Unuttuk o kelimeyi, yaktık gitti. Anlamını bilmeyi geçtim, öyle bir kelime olduğunu unuttuk. En önemli biziz! En önemlisi kendimiz, başkalarının ne hissettiği, onları  nasıl etkilediğimizin hiçbir önemi yok. Ama mesela şunu sorsak kendimize “ben nasıl hissederdim?” belki her şey daha farklı olur. Evet efendim başlarını merak etmek, nasıl hissettiklerini merak etmek sosyal çevremizde daha olumlu ilişkiler kurmamızı destekliyor. Farklı hayatlar, deneyimler keşfediyor oluruz. İletişim kurmamızı destekler. Dolayısıyla çevremiz hakkında bilgili olmayı sağlar. 


 
İlişkileri sapasağlam yapar! 

Merak, insan ilişkilerini olumlu yönde etkileyenlerden. Bir araştırmada yabancılardan poz vermeleri ve kişisel soruları cevaplamaları istenmiş. Bulgular şöyle; karşısındaki insanın kendisi hakkında daha meraklı olduğunu gören insanlar tepki olarak daha sıcak davranış sergilemişler. Yani buradan da anlaşılacağı gibi karşımızdaki insanı merak etmek daha yakın ve samimi ilişkiler kurmamızı sağlıyor. Ama son zamanlarda maalesef anlamak için değil, konuşmasının bitip kendimiz konuşmak için bekliyoruz, dinlemiyoruz. Hep biz anlatalım, hep biz konuşalım istiyoruz. 


 
Sağlığı olumlu yönde etkiliyor! 

Araştırmalara göre hastalarının durumları hakkında meraklı doktorların hastaları ile daha az gergin ve daha az hayal kırıklığının olduğu ilişkiler kurduğu ve bunun yanı sıra tedavi hakkında iki tarafın da daha iyi karar verebildikleri gözlemlenmiş. 


 
Dipnot: Yahu işte diyorum ya bu kadar yararlıyken bu merak hapını neden kullanmıyoruz? Yalnız bu merak etmenin bir sıkıntısı var. Hastalık gibi her şeyi merak ediyorsunuz sonra çok soru soruyorsunuz, sonra muhabbetler arasında bir şeye takılıp orada kalıyor cevabını bulmadan rahat edemiyorsunuz.