Uluslararası deniz ticaretinde önemli bir konuma sahip olan İstanbul Boğazı’nın yoğun akıntısı ve görüş mesafesini sınırlayan engelleri; birçok geminin batmasına sebep oluyor. S biçimdeki İstanbul Boğazı, birçok sert dönüşe, ileri görüşü kapatan kara buruna ve kuvvetli akıntılara sahip. İstanbul Boğazı, bu özellikleriyle gemi kaptanlarına tehlikeli engeller oluşturuyor. Ayrıca, değişik su seviyesi ve tuzluluk derecesi olan iki denizle birleştiğinden dolayı, sürekli devam eden bir akıntıya da sahip. Batık gemilerin çıkarılması ise yüksek maliyetleri sebebiyle çok hızlı ilerleyemiyor. Batıkların doğal yaşamı ne derece etkilediği konusunda ise uzmanların araştırmaları devam ediyor.



Batık gemilerin isimleri ve bulundukları bölgeler ise şu şekilde:

Volgodan-Silivri açıkları,
Çelik Trans-Yeniköy açıkları,
Berrak S-Kartal açıkları,
Denizatı, Tarabya açıkları,
Rebunion 18-FSM Köprüsü altı,
Nüvo-Tuzla açıkları,
Kheibat-Kumkapı açıkları,
Egemen 2-Yenikapı açıkları,
Jack-Up, Tuzla Aydınlık Koyu,
Kemal Kefeli, İstanbul Boğazı,
K. Güngör-Karadeniz girişi,
PL-1-Harem açıkları,
SLS 300611, Haydarpaşa rıhtımı,
M. Kırbaş, Akçakoca açıkları,
Ashrf-R-Ambarlı açıkları,
Şirincan, Aydınlı köyü,
Armeni, Karadeniz girişi,
M. Mete, Karadeniz girişi,
Lok Parbha, Marmara girişi,
Selin S, Kumkapı sahili,
Semele, Ahırkapı açıkları,
Turkuaz II, Liman içi,
Kaptan Cavit, Türkeli fener önü,
Pramit, Kuruçeşme,
N. Bayraktar, Haydarpaşa Limanı,
Robel, Yedikule önünde battı.

HABER : SARIYER POSTA GAZETESİ