“Bir insanın nasıl pimi çekilmiş bomba haline gelebileceğinin hikayesi”

Burak Sergen, yeni oyunuyla ilgili; “Hızla gelişen kentleşme, yeniden sorgulanan cinsel kimlikler, iletişimsizliğin had safhaya çıktığı bir durum, vahşi kapitalizm, ortamın getirdiği uyumsuzluklar, sınıfsal ayrılıklar birbirini hiç tanımayan iki insanı bir Pazar günü New York Central Park’ta biraraya getiriyor. Fakat oyunda, bu saydığım şartlardan dolayı bir insanın nasıl pimi çekilmiş bomba haline gelebileceği, karşısındaki insanın konumu, şartları, sınıfsal durumu ne olursa olsun onu yok etmenin planlarını yapan bir makeneye nasıl dönüştüğünün hikayesini anlatılıyor” diyerek merak uyandırdı.

“İletişimsizliğin had safhaya çıktığı bir yüzyılda yaşıyoruz”

Burak Sergen, geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden ve 2. Dünya Savaşı Amerikan Tiyatrosu’nun en önemli yazarlarından kabul edilen Edward Albee’nin kaleme aldığı “Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi”nin dünyada en fazla oynanan oyunlardan biri olduğunu belirtti.

Sergen, Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi’yle ilgili, “Oynanması hem kolay hem de zordur. İki kişi olduğu için hemen sahneye koyulabilir, ama içeriği açısından hemen konulup oynanabilecek nitelikte bir oyun değildir” açıklamasını yaptı.

Bu oyunu oynamaya nasıl karar verdiğine ilişkinse “Artık zamanı geldi diye düşündüm. Çünkü artık iletişimsizliğin had safhaya çıktığı bir yüzyılda yaşıyoruz. Yeniden sorgulanan bir iletişimsizlik var” dedi.

“Görüntümün dışında bir rol geldiğinde hemen kabul ediyorum”

Usta oyuncu, oyunun çıkış hikayesiyle ilgili olarak “Çolpan İlhan Sadri Alışık Tiyatrosu’na repertuar dışı girdim. Sette bir gün Kerem Alışık’la konuşurken ‘Hayvanat Bahçesi’ni çok yapmak istiyorum. Nasıl olur acaba?’ dedim. ‘Hadi hemen gel yap burada’ dedi Kerem. Böyle bir şey olunca hemen beş dakikada telefonlar edildi. Bir hafta içerisinde provalara başladım ve 9 Mart’ta prömiyer yaptım” dedi.

Sergen oynadığı karakterlerle ilgili “Oynadığım karakterlerde beni zorlayacak şeylerden hoşlanıyorum. Hatta şu görüntümün dışında

“Jerry çok uçlarda bir karakter olduğu için seyircileri alıp götürüyor”

Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi’nde oynadığı Jerry karakteriyle ilgili ise Sergen, “Jerry normal şartlarda pek sevilecek bir karakter değil, ama oynaması çok zevkli. Şizofreniye varan bir hastalığı var. Ama bir o kadar da bütün bunları kabul edip karşısındakini nasıl deşmesi gerektiğini, neler söylemesi gerektiğini net bir şekilde bilen bir karakter. Çok uçlarda bir karakter olduğu için seyircileri alıp götürüyor” dedi.

 “Oyunun giriş bölümünü çok seviyorum”

56 yaşındaki oyuncu, oyundaki en sevdiği sahnenin giriş bölümü olduğunu belirterek “O bölümde seyircilerin gözülerinde ‘O ne, bu kim, niye böyle konuşuyor’ sorularını görüyorum. Bu da çok hoşuma gidiyor. Oyunu izleyiciyle beraber çözümleyelim dediğimiz yer de tam orası. Onun için orayı oynamak biraz daha keyifli” dedi.

“Tiyatro birinci eldir, televizyon ikinci eldir”

1984’te Ankara Devlet Konservatuarı’ndan mezun olduktan sonra birbirinden farklı karakterlerde tiyatroda oynayan ve ayrıca pek çok televizyon dizisinde rol alan Burak Sergen hangisinde daha mutlu olduğuyla ilgili, “Tiyatro birinci eldir, televizyon ikinci eldir. Televizyon bir güzel sanatlar dalı değil. Ama müthiş bir sıçrayış içinde. Güzel sanatlarda kendinizi bulmanız, kendinizle yüzleşmeniz, dinlendirmeniz insanın olmazsa olmazı. İşte o yerde tabii ki tiyatro diyorum” dedi.

“Oynadığımız karakterleri bir an evvel üstünüzden çıkarıp vestiyere bırakmanız gerekiyor”

Star TV’de yayınlanan Kara Sevda dizisinde Galip rolüyle izleyici karşısına çıkan Burak Sergen, “Tiyatro eserlerinde, dizilerde, filmlerde oynadığım karakteri yaşıyorum. Ama bundan bir an evvel sıyrılıp, o giydiğiniz kostümü hemen vestiyere bırakmanız gerekiyor” açıklamasını yaptı.

Oyunculuğun olmazsa olmazını “Sahte olmamak” olarak açıklayan oyuncu, “Sahte olmamak belki son şık ama özellikle söylüyorum. Öncelikle doğru seçim yapabilme yetisi bir oyuncuda olmalı. Bir şeyi seçip çalışmaya başladığımız zaman da –miş gibi yapmamanız gerekiyor. Olmazsa olmazlarımdan birtanesi de sahte olmamak. İzleyiciyle mümkün olduğu kadar interaktif şekilde, seyircinin içinde olan oyunları ounamayı seviyorum. Öyle olunca da o sahteliği hemen atmak durumunda kalıyorsunuz” dedi.

“Shakespeare külliyatıyla devam etmek çok isterim”

Ayrıca, oynamak istediği karakterle ilgili “Daha yazılmadı o” diyerek espri yapan Sergen, “Yavaş yavaş istediğim bütün rolleri oynuyorum. Aslında insanın yaşıyla da ilgili. Bize okulda her çağda bir şey oynayacaksınız dendi. Evet, oynuyoruz. Ben Shakespeare’i çok seviyorum. Shakespeare külliyatıyla devam etmek çok isterim” dedi.

Aynı zamanda seslendirme sanatçısı da olan Burak Sergen, “Seslendirmeyi aslında bir şeye can verme gibi algılıyorum ben. Sizin önünüze bir ürün getiriyorlar ve siz ona sesinizle beğeni sağlıyorsunuz. Onun için çok farklı” dedi. Önceden radyoculuk da yaptığını anlatan oyuncu, “Eskiden radyo tiyatrosu vardı. Seyirciler dinleyerek bir şeyi resmen kafalarında canlandırarak o oyunun içine girerlerdi. İnanılmaz bir etkisi vardı onun. Keşke gene olsa da yapsak” dedi.

“Erkekler biraz olgunlaştığı zaman çocuk sahibi olmalı”

“Oğlum Cansın’ı 40 yıl bekledim. Geçenlerde dost sohbetinde erkeklerin biraz olgunlaştığı zaman çocuk sahibi olması gerektiğini söyledim. Çünkü babalık dediğiniz şeyin biraz olgunluk çağından sonra erkeklere gelen bir şey olduğunu düşünüyorum. Cansın’la aramızda çok büyük bir aşk var. Kendinizin birden bire 40-50 yıl önceki halini görüyorsunuz karşınızda” diyerek oğluna olan bağlılığından bahsetti.

“Güzel sanatların her dalıyla uğraşmayı severim”

Projelerden kalan boş zamanarında ailesine zaman ayırmaya çalıştığını, sinemaya, tiyatroya gitmeyi sevdiğini anlatan ünlü oyuncu, “En son Hakan Şavklı’yla birlikte rock grubumuz vardı. Baya yerde çaldık” diyerek müziğe olan ilgisinden de bahsetti. Ayrıca, kardeşi oyuncu Toprak Sergen’le birlikte bir projede yer alma konusunda da “Toprak’ı görebilirsem olabilir” diyerek espri yaptı.

Berlin Bach Akademisi’nde hocalık da yaptığını söyleyen Burak Sergen, Mustafa Altıoklar’ın açtığı okulun yanısıra Arsen – Can Gürzap’ın okulunda da hoca olduğunu belirterek önümüzdeki sezonla ilgili “Tüm bunların haricinde tiyatro devam edecek. Bu sene çıkarttığımız Hayvanat Bahçesi devam edecek. Onun yanına da muhtemelen bir tiyatro eseri gelir diye düşünüyorum. Bunun arkasından yeni bir dizi olur” diyerek hayranlarına ara vermeyeceğinin müjdesini verdi.