Bir çoğumuz için hayatımızın önemli bir parçası haline gelen internet ve sosyal medya kullanımı neticesinde, internetteki bu yoğun trafik markaların gözünden kaçmıyor ve tüketicilere daha kolay ulaşabilmek için sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorlar.

Yukarıdaki görsel, We Are Social’ın 2017 yılı itibariyle Türkiye’de internet ve sosyal medya kullanıcılarının sayısını ve nüfusa göre oranını gösteren araştırmasından bir parça. Bu araştırmaya göre kaba taslak bakacak olursak Türkiye’nin yarısı internete bağlı ve aktif olarak sosyal medya kullanıyor.

Peki Bu Ne Demek?

Global markalar dışında, yerel iş yerleri ve kobiler için de sosyal medya aslında önemli bir kanal. Bir terzi, fırın ya da pastane, bulunduğu bölgedeki müşteri adaylarına sosyal medya üzerinden kolaylıkla ulaşabilir. Ama önce, sosyal medyada iş yerleri neden bulunur, nasıl kullanmalıdır, biraz buna değinmem lazım çünkü bir marka ya da iş yeri olarak çok aşina olmadığınız bir iletişim biçimi benimsemeniz gerekebilir.

Kobiler ve Sosyal Medya Kullanımı

Sosyal Medya, insanların kendilerini gayet rahat hissettiği, kendine has bir üslubu olan bambaşka bir dünya. Haliyle iş yerleri de sosyal medya iletişimini, hitap ettiği kişilerle benzer şekilde kurmalı. Ne fazla ciddi, ne fazla samimi; ama söz konusu dünyada iğreti durmayacak şekilde. Mesela sosyal medyada herkesin konuşma, söz söyleme, yorum yapma, beğenip beğenmeme hakkı var; bu hakkı sizin markanız/hizmetiniz üzerinde de kullanacaklar hazırlıklı olun. Size sorular soracak, bilgi almak isteyecek ya da şikayetlerini dile getirecekler; sabırlı olun. Şunu hatırlatmakta yarar var:

"Bir müşteriyi gerçek hayatta memnun edemezeniz, bunu 6 arkadaşına söyler. Bir müşteriyi düjütal dünyada memnun edemezseniz, bunu 6000 arkadaşına anlatır."

Yani sabırlı ve dikkatli olmakta yarar var. Zaman içerisinde sosyal medyada var olmanın faydasını fazla fazla göreceksiniz.

Neler Yapmalı?

  1. İstikrarlı şekilde paylaşım yapmak için haftalık ya da aylık bir paylaşım takvimi belireyin. Neler paylaşacağınızı o haftanın başında biliyor olun. Ama her zaman kendi markanızdan, firmanızdan ya da hizmetinizden bahsetmeyin; o zaman sadece siz konuşmuş olursunuz (monolog). Halbuki sosyal medya diyalog kurma dünyasıdır; takipçilerinizin sıkılmasına izin vermeyin.
  2. Paylaştığınız içeriklerin (fotoğraf, gif, video) kaliteli, net anlaşılır ve özgün olmasına özen gösterin. Başkasına markalara ait görselleri izinsiz kullanmayın.
  3. Hediye/ödül verebileceğiniz, takipçilerin de dahil olmak isteyeceği eğlenceli yarışmalar yapın ya da soru-cevap ile diyalog kurun, eğlenin; eğlendirin.
  4. Ürününüz ya da hizmetiniz hakkında sorular sorun, müşterilerden gelecek geri bildirim ve taleplerden daha değerlisi yoktur.
  5. Sosyal Medya kanallarındaki reklam araçlarını kullanın. Bulunduğunuz bölgeyi, hitap ettiğiniz hedef kitleyi belirleyip düşük bütçeli yerel reklamlar yayınlayın. Web siteniz varsa –ki olmalı bence – müşteri ve potansiyel müşterilerinizle daha kalıcı bağlantılar kurmak adına onları web sitenize yönlendirin, üye bilgi formları doldurmalarını rica edin. Örneğin yerel bir pastaneyseniz, doğum gününü bildiğiniz müşterilerinize küçük jestler yaparak bir “marka” olarak sizi daima hatırlamalarını sağlayın.
  6. Sosyal medya araçlarında yer alan “İstatistikler” bölümünden hangi paylaşımların daha çok ilgi çektiğini, beğenildiğini, yorum aldığını ya da paylaşıldığını görebilirsiniz. Ona göre bir sonraki haftanın konularını daha kolay belirleyebilirsiniz.
  7. Unutmayın! İnsanlar sosyal medya kullanır ama her markanın/hizmetin hedef kitlesi her sosyal medya kanalını aktif olarak kullanmıyor olabilir. Kendi kitlenizin hangi mecralarda yer aldığını araştırın; rakip iş yerlerinin neler yaptığını inceleyin, sürekli gelişin.