New Göktürk ailesine ve okuyucularına merhaba, Ben Ebru Akçam OKTAR kişisel gelişim uzmanı moda bloger ve haziran ayında çıkacak olan kitabımla sizlerleyim, bundan sonra da birlikte paylaşacağımız çok şey olacak. Beni sizlerle buluşturan genel yayın yönetmenimiz Kenan bey’e gönül dolusu teşekkürler.

Moda’nın bendeki kelime karşılığı bir kadının tarzı duruşu ve farkı olmasıdır. Bunlara sahip kadınların toplum genelinde kendileri ile ilgili farkındalıkları yüksek olur. Bu durum kadının özgüvenini yüksek tutar. Kadın güzellikten öte asil olmalıdır, her ne kadar asaletin doğuştan olduğuna inananlardan olsam da bu özellikleri üzerinde taşıyan kadın için, asil bir kadın tanımlaması doğru olur. Benim moda anlayışım 60’lı ve 70’li yılların kadınını günümüze modernize etmek. Kıyafetlerime bu anlamda bir ruh vermek. 10’yıllık moda blogeri arkadaşım Aysun Karaalioğlu’nun desteği ve söylemi ile benim tarzımda bir moda blogerin Türkiye’de olmadığı... Benim olmazsa olmazlarım şapka, fular ve gözlük. Bu aksesuarlarla kıyafetinizi, spor ve klasik istediğiniz her şekle sokabilirsiniz. Türkiye’de beğendiğim tek modacı Yıldırım Mayruk, yabancı modacılarda ise Valentino ve Zuhairmurad. Tarzımı tamamen kendim yarattım. Hayal ettim, fikir ürettim değişik aksesuarlar kullanarak yaşam biçimi şekline dönüştürerek günlük hayatıma uyarlardım. İsteyen her kandın kendi tarzını yaratabilir.



Siz okuyucularımızla benim paylaşacağım konular insanlığın kanayan yarası adını verdiğim evrensel değerler. Yaşamın içinde insan ve insanın tüm ikili ilişkileri. Evrensel değerler dünyanın her yerinde aynı anlamı ifade eder. Ben insanım diyen herkesin vicdanlı merhametli saygılı kul hakkını gözeten şefkatli, sevgi dolu maneviyatı yüksek maddi ve manevi paylaşımları olan dürüst kimlikler olmalıdır. Bunları üzerinde taşıyan insanlar karakter sahibidir. Karakter sahibi olmak mühendis doktor öğretmen olmaktan daha değerlidir. Doğru olan budur. Doğru ve iyi olanı bilmek, doğru ve iyi olanı yapmak arasında ki en önemli bağlantı doğru ve iyi olanı yapacak bir karaktere sahip olmaktır. İnsanın karakteri kaderidir. Karakteri olmamış ham insanın tahsili bir işe yaramaz. Tahsil yalnızca bir etikettir, ama karakter size bir duruş, iç huzur ve güven sağlar. İnsanın en büyük zenginliği ve mutluluğa giden yoludur. Rosswelt’in dediği gibi bir insana ahlaken eğitmenden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmaktır. Değerli olan ahlaklı bir mühendis, ahlaklı bir doktor olmaktır. Karakter sahibi olmayan insanlar mutsuzdurlar. İç dünyalarındaki komplekslerini kıskançlıklarını ve kavgalarını en yakınlarındaki insanlara mal ederler. Dikkat edin onlar saldırgan ve insanlar üzerinde otorite oluşturmaya çalışırlar. Bu tür insanlar aynı zamanda iki yüzlü bir kimlik takınarak sizi kendi oyununa dahil etmeye çalışır. Bu davranışları genelde birinci ikinci dereceden yakın çevremizde görürüz. Ne yazık ki bireylerin savunma sistemleri bu yakın çevrelerine göre gelişmemiştir. Ben bunlara gri maskeli iki yüzlü kimlikler diyorum. Aslında onlar aptal ve sığlar. Onlar oyunlarına devam ederken fazlada bir zekaya ihtiyaç olmadan karşı taraf onu çoktan çözmüştür. Bu gri kimliklerin ilişkileri çıkara dayalı ilişkilerdir, bu onların hayat ritüelidir. Bunlarla mücadele insanın kendinden ve yıllarından çalmasıdır. Can çıkmadan huy çıkmaz, yedisi ve yetmişi durumları... İçiniz avaz avaz ağlarken, kırmamak adına kaybetmemek adına onların dilini kullanmamanız sizi her zaman aşağıya çeker. Yaşamda bazen yol vermek bazen de yol almak gerekir. Saygı çerçevesinde konuşup bu tür insanları hayatınızdan yok etmek sizin açınızdan çok büyük ve değerli bir kazanımdır. İNSANLARA HADDİNİ BİLDİRMEK DEĞİL, HADDİMDEN BİLDİRDİM DEYİN. Kimsenin sizden çalmasına izin vermeyin, hırsıza yataklık yapmayın. Ben bunları yaşamımda harfiyen uyguluyorum, bu yaşıma kadar rahmetli canım babaannemin değerleri ile geldim. Şuan ki mutluluğumu ona borçluyum. Şimdi bunları sevdam olan elif’ime zeyno’ma bu anlamda yardıma ihtiyacı olan danışanlarımla paylaşıyorum ve bundan sonra sizlerle de paylaşmaya devam edeceğim. Canım kızlarım başta size babanıza ve beni bugün yazıyor duruma getiren kırk yıllık geçmişimdeki herkese, aileme, aliye roka, dilek balta, aysun gedik, emin çizmeci, arnavutköy grubuma, tuğba ve eşi mehmet sarıkılıç, alan hosman, hüseyin danki ve beni destekleyen arkadaşlarıma gönülden teşekkürler...



EBRU AKÇAM OKTAR
Kişisel Gelişim Uzmanı - Moda Bloger
www.fashionstationze.com