Ülkemizde birçok sınav var. Yani kısacası ülkemiz sınavlar ülkesi diyebiliriz. Bunlardan en başta ygs-lys sınavları, teog sınavı, dgs sınavı, kpss sınavı, pmyo sınavı gibi birçok sınav var. Bu sınavlar öğrencilerin, velilerin aslında tüm kişilerin hayatını baştanbaşa değiştirmektedir. Mesela teog sınavında yüksek bir lise taban puanları alan bir öğrenci fen lisesini kazanacaktır. Fen lisesini kazanan bu öğrenci, yani yüksek lise taban puanları alabilen öğrenciler üniversiteyi kazanacaktır. Dolayısıyla birden basit bir öğrenciye en azından bir mühendis ve hatta bir doktor nazarıyla bakılabilmektedir. Aynı şekilde dağ köyünde çalışkan bir öğrenci, yada meslek lisesi taban puanları noktasında bile yüksek bir puan alamayan bir öğrenci lisede çok çalışıp belirli aşamalardan geçerek yüksek puanlı bir İstanbul üniversitesinin iyi bir bölümünü kazanarak birden herkesin merakla baktığı konuşmak istediği prestijli bir kişi haline dönüşebilir.

Dolayısıyla dünyanın hiçbir yerinde olmayan yani tek bir sınavla hayatında bir statü değişikliğine sebep olan bir ülke daha yoktur. Mesela Avrupa’da öğrencinin hangi okula gideceği, hangi meslek sahibi olacağı daha küçük iken bile aslında devlet ve ya eğitim bakanlığı tarafından belirlenmektedir. Dolayısıyla Avrupa hayatında marjinal değişikliklere yani basit lise puanlarıyla hayatının değişmesine imkan verilmez. Yani aslında bu bazen bir dezavantaj ya da bunun tam zıttı olarak bir avantaj olarak görülebilir. Avantaj olan kısım sonradan kafası çalışan bir insanın hala hayatta bir şansı olmasıdır. Dezavantajı ise bir devlet politikası olarak insanların nerede nasıl çalışacağının belirlenmesidir. Yani uzun vadede hangi kurumun ne kadar eleman ihtiyacı olduğu belirlenecek ve buna göre planlama yapılacaktır.