9 ay boyunca heyecan içinde geçen hamilelik serüvenim, beraberinde bir takım sorumluluklar getirecekti. Bebek sahibi olacağımı öğrendiğim gün 9 ay boyunca yapmam ve yapmamam gerekenleri kafamda tasarlamaya başlamıştım. Anne karnında sadece bebeğin fiziksel gelişimi olmayacağını, ruhsal ve zihinsel anlamda da farklılaşacağını biliyordum. Bebeğimin anne karnında güvenle büyüdüğünü hissetmek ve daha doğmadan ona elimden gelen olanakları sağlamak istiyordum. 

Hamileliğimin ilk günlerimden itibaren okuyarak ya da araştırarak pek çok faydalı bilgi edindim ve bunları hayatıma uyguladım. 

Bebeğin anne karnında dış dünyayla iletişimi ilk başta sesler ve ışık vasıtasıyla gerçekleştirdiği söyleniyor. Bu bağlamda yapılan araştırmalarda, yirmi beşinci haftadan itibaren dışarıdan anne karnına bir fener yardımıyla ışık tutulduğunda, bebeğin başını ışığın geldiği yöne döndürdüğü tespit edilmiş. Yani, bebek sesleri takibi ile birlikte ışığı da takip ederek dış dünyayı analiz etmekte. Işık gerçek hayatla bebek arasında kurulan ilk bağlardan biri diyebiliriz o zaman… 

Bebekle iletişimi kuvvetlendiren diğer yardımcı öğe ise sestir. Henüz anne karnındayken kızım müzik dinlemeye başladı. Özellikle ona klasik müzik dinletmeye çalışıyordum. Anne karnından başlayan serüvende, bazı anne adayları ile yapılan araştırmalar ‘Brahms’ dinletilen prematüre bebeklerin daha çabuk büyüdüklerini de göstermekteymiş.  Ayrıca Mozart’ın bebeklerin ruh sağlığına iyi geldiği ve de kanser, depresyon gibi birçok alanda tedaviye yardımcı amaçlı kullanıldığı ifade ediyor. Mozart’ın o harika müziği neşeli temalarıyla yeni doğan ve fetüs tarafından kolayca algılanıyormuş. 

Hamilelik süresince bol oksijenli ortamda geçirilen sağlıklı hamileliklerde fetüsün daha bakımlı oluştuğu öne sürülüyor. Tüm anne adaylarına büyük bir görev düşmektedir, tehditlerden ve gerilimlerden fetüsü sağlıklı ortamlarda bulunarak korumalıdır. Çevresel dış faktörlerden; sigaradan, kirli hava koşulları ve alkolden fetüsü uzak tutmalıyız. İnsan bedeninin minyatürü olan fetüs çok hassas ve duyarlıdır. Örneğin sigara kullanan hamile bayanların bebeklerinde alerjik astım ve nefes alma problemleri yaşandığını yakın çevremden gözlemlediğim doğumlardan örnek verebilirim. Ayrıca alkol alımı ile de fetüs uyuşmakta ve gelişimi yavaşlamaktadır. Bebeğinizin koku ve tat duyusu çok gelişmiştir. Siz ne yerseniz bebeğiniz sizinle bu yiyecekleri tadacak ve tat-koku hafızasına alacaktır. Yalnızca çiğ gıdalardan, konservelerdenve yüksek oranda civa içeren dip balıklarından uzak durmanız yeterlidir.

Sizlerle doğum yapmış bir anne olarak duygularımı ve edindiğim bilgilerimi paylaşmak istedim. İlgili konularda mutlaka hekiminize danışarak hareket etmenizi ve yaşamınızı düzenlemenizi öneririm. 
Anne karnında bebeklerin ihtiyaçları da minicik elleri gibi küçücüktür. Tek istedikleri, sevildiklerini ve güvende olduklarını hissetmektir. Anne adaylarına ve anne olmak isteyen, bu yazıyı okuyan herkese de gelecekte huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir hamilelik temenni ediyorum.